| Lütfen oğlunuza sinirlerimi bu kadar bozduğu için üzgün olduğumu söyleyin. | Open Subtitles | شكراً أرجوك أخبره أنني آسف لأنه يزعجني كثيراً |
| Başkan seninle görüşemediği için üzgün. | Open Subtitles | الرئيس آسف لأنه غير قادر على قضاء وقت أكثر معك |
| Başkan seninle görüşemediği için üzgün. | Open Subtitles | الرئيس آسف لأنه غير قادر على قضاء وقت أكثر معك |
| - Bu kadar zahmete girmesine üzüldüm. Bana gelseydi, kendim de söylerdim. | Open Subtitles | أنا آسف لأنه دخل في تلك المشاكل ولو جاء لي مباشرة لكنت شرحت له في الحال |
| Seni seçmediğine üzüldüm. Gerçekten. Seninle konuşabilir miyim? | Open Subtitles | أن آسف لأنه لم يختارك , أنا فعلاً أيمكننى أن أتحدّث اليك ؟ |
| Beyler, karanlık tarafımı görmek zorunda kaldığınız için özür dilerim. | Open Subtitles | يا أصدقاء، آسف لأنه توجب عليكم رؤية جانبي الأسود |
| Tavsiye mektubunu yazmam çok uzun sürdüğü için özür dilerim. MEADE YAYINCILIK | Open Subtitles | انا آسف لأنه اخذ مني الوقت الكثير لكتابة خطاب توصيتك |
| Seni arkadan vurduğu için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف لأنه خذلك |
| Will'e bunca yalanla yaşadığı için üzgün olduğumu söyle. | Open Subtitles | أخبري ويل بأنني آسف لأنه تعامل مع كل هذه الكذبات |
| Kefalet parası olmadığı için üzgün olduğunu söylememi istedi. | Open Subtitles | أرادني أن أعلمكِ أنه آسف لأنه ما من مال من أجل الكفالة |
| Masum bir adamın başına polisi sardığı için üzgün olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أنه آسف لأنه جلب الشرطة علي رأس رجل برئ |
| Ve allahaısmarladık diyemediği için üzgün olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | و هو آسف لأنه لم يتمكن من توديعك |
| Anlatmadığı için üzgün olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال بأنه آسف لأنه لم يخبرني قبل ذلك |
| Ama benim yokluğumda bir öğretmenden askeri tavsiyeler almaya başlamanıza üzüldüm. | Open Subtitles | ولكنني آسف لأنه في غيابي، كنت بدأت أخذ المشورة العسكرية من مدرس. |
| Kardeşini kaybettiğine üzüldüm. Öldüğü için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا أأسف لأنك فقدت أخاك و آسف لأنه مات |
| Seni seçmediğine üzüldüm. Gerçekten. | Open Subtitles | أن آسف لأنه لم يختارك , أنا فعلاً |
| Yumruklayacağın insan sayısı bir azalacağı için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف لأنه لا يوجد هنا شخص أدنى منزلة كى تلكمه |
| Veda edemeden gittiğim için özür dilerim ama vedalarda kötü olduğumu bilirsin. | Open Subtitles | آسف لأنه لم يسعني البقاء لتوديعكِ, لكنكِ تعرفين أنني اخفق بالوداع, |
| Efendim, sınırlarımı aşmış olduğum için özür dilerim. | Open Subtitles | سيدى, آسف لأنه بدا وكأننى أتجاوز حدودى |
| Bizi arkadan vurduğu için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف لأنه خذلنا كلنا |