| Senin gezegenindeki insanlar binlerce gül ekiyor ama yine de aradıklarını bulamıyorlar. | Open Subtitles | النّاس حيثُ تعيش زرعوا آلاف من الورود ولم يعثروا علي ماكانوا يبحثون. |
| Hitler, Münih'de açlık çeken binlerce askerle ve üniformalı kaçıkla darbe hazırlığında. | Open Subtitles | بميونيخ هتلر يُعد انقلاب مع آلاف من الجنود الجوعى والمجنانين بالزي العسكري |
| Yeni Ginenin muazzam arazisi binlerce ayrı vadiye bölünmüştür . | Open Subtitles | الطبيعة الخلابة لغينيا الجديدة قسمت إلي آلاف من الأودية المنعزلة |
| Ortak bir fikir etrafında hiç birleşmemiş acı çeken binlerce insandan bahsediyoruz. | Open Subtitles | آلاف من الأشخاص المُعذبين والذين لم يلتقوا قط، يتحدون بسبب فكرة عادية؟ |
| 30 yıl boyunca avukatı her ay için binlerce frank ödedi. | Open Subtitles | دفع محاميها لها عدة آلاف من الفرنكات شهرياً لمدة 30 عاما |
| Kutu devletin elinde S.H.I.E.L.D.'dan el koydukları binlerce diğer malların yanında ve daha yarısının ne olduğuna anlam bile veremiyorlar. | Open Subtitles | الحكومة تمتلكه مع آلاف من الأصول الأخرى التي قاموا بمصادرتها من شيلد وهم لا يعرفون ما يفعلون بنصف ما لديهم |
| Senin gezegenindeki insanlar binlerce gül ekiyor ama yine de aradıklarını bulamıyorlar. | Open Subtitles | النّاس حيثُ تعيش زرعوا آلاف من الورود ولم يعثروا علي ماكانوا يبحثون. |
| Bir santrifüj, uranyum gazı ile beslenir sizin ardı-ardına binlerce santrifüjunuz var, ve diğer taraftan zenginleştirilmiş uranyum çıkıyor. | Open Subtitles | جهاز طرد مركزي تغذيه بغاز اليورانيوم ولديك شلال آلاف من أجهزة الطرد المركزية من الجهة الأخري يخرج اليورانيوم المخصب |
| Burada binlerce dönümlü bir orman arazisi var, kimsenin görmediği yerler. | Open Subtitles | هنالك آلاف من الفدان بالغابة أماكن لم يرها احد من قبل |
| Peki ya üniversiteyi bitirmek için binlerce dolar harcar ve binlerce de avukatlık okulu için harcarsam ve bittiğinde iş bulamazsam? | Open Subtitles | ماذا لو أنفقت آلاف الدولارات لاستكمال الجامعة ثم آلاف من الدولارات على جامعة الحقوق ثم تخرجت ولم أجد أي وظيفة ؟ |
| Bu nesneyi Tahran'da görmek için, İran'da yaşayan binlerce Yahudi Tahran'a geldi. | TED | لرؤية هذا الشيء في طهران، آلاف من اليهود الذي يعيشون في إيران جاؤوا إلى طهران لرؤيته. |
| Ve bu deliğin sonunda, binlerce ton buzulun altında tam dağın üstüne giden kocaman bir tünel bulduk. | TED | في نهاية الفجوة، نجد نفقا كبيرا يتّجه مباشرة إلى أعلى الجبل تحت آلاف من الأطنان من الجليد. |
| Şu an vücudunuzdan geçen binlerce telefon konuşması var ve siz hiçbirini fark etmiyorsunuz. | TED | ثمة آلاف من المحادثات الهاتفية تعبر من خلالكم في هذه اللحظة، وأنتم مغيبين عنها تمامًا. |
| binlerce değişkeni hesaba katmam lazım, durumları ve ihtimalleri. | TED | يجب أن أتعامل مع آلاف من المُتغيرات، والاحتمالات والشروط. |
| Nükleer enerjili bir uçak gemisinin neredeyse erimesine sebep oluyor, binlerce askerin ve sivili öldürmesinden kısa bir süre önce de durduruluyor. | TED | هذا الهجوم يتسبب في وشوك حاملة الطائرات العاملة بالطاقة النووية على الذوبان والذي توقف بالكاد قبل أن يقتل آلاف من الجنود والمدنيين. |
| İnsan geni üzerinde abartısız binlerce patent vardı. | TED | كان هناك آلاف من براءات الإختراع في جينات الإنسان، حرفياً |
| Sen bir cisme baktığında, arka kortekste binlerce sinir hücresi canlanır. | TED | عندما تنظر إلى شيء ما، تُطلق آلاف من الخلايا العصبية في قشرة الدماغ الخلفية لديك. |
| Yani, eğer bu değişim binlerce yıl alacaksa, bu, patojenleri kontrol etmek için oldukça anlamsız bir yöntem. | TED | أعنى, أنه إذا تطلب هذا آلاف من السنوات إذاً فلا فائدة منه فى التحكم فى تلك الجراثيم. |
| Titanyum ise birkaç bin dolar ama kalıplar çok ucuzdu. | TED | التيتانيوم يتكلف عدة آلاف من الدولارات,و لكن النماذج رخيصة جدا. |
| Bu bir engel. Daha binlercesi var. Onlarla ne yapacağım? | Open Subtitles | كم هذا مضجر، لدي آلاف من هذه ماذا سأفعل بها؟ |
| 17 yıldır Pinochet, politik tutkuluların binlercesini... katletti ve cesetlerini gömdü. | Open Subtitles | على مدى 17 عاماً قام بينوشيه بقتل أشخاص و دفن جثثهم في الصحراء آلاف من السجناء السياسيين طُُبق عليهم ذلك |