| Ve bana yardım etmek için bir nedenin olmadığını biliyorum ama gerçekten yardım edeceğini umuyorum. | Open Subtitles | وأعرف أنه لا يوجد سبب كي تساعدني، ولكني آمُل حقًا أن تُساعدني. |
| Ancak, umuyorum ki, Sayın Başkan, umuyorum ki, Artık daha fazla bu tür açıklamalar duymayacağız; | Open Subtitles | لكنني آمُل يا حضرة رئيس اللجنة أتمنى أن لا نسمع المزيد من التعليقات تعليقات بلا قيمة و غير مبررة |
| Bence kuru üzüm. En azından kuru üzüm olduğunu umuyorum. | Open Subtitles | أظنها حبّة زبيب، في الأقل آمُل أنها حبة زبيب. |
| Oğlunuzun, kan şekeri seviyesinin gözetiminde daha tutarlı olacağını umuyorum. | Open Subtitles | آمُل أن يكون إبنك أكثر انسجامًا في رصَد مستويات السُكر في دمه. |
| Planları iptal etmek için aradı ama fikrinin değiştiğini umuyordum. | Open Subtitles | لقد أتصل ليلغي موعدنا، لكن كنت آمُل أن يغير رأيه |
| Tabii ki, böyle rengini değiştiren bir dövme ile yapabileceğiniz çok güzel, sanatsal şeyler olduğunu düşünüyorum ve cildin korunmasında büyük bir sorunu çözmemize de yardımcı olacağını umuyorum. | TED | وبالتأكيد، أعتقد أنه بإمكانك فعل الكثير من الأعمال الفنية الرائعة مع لون وشم متغير كهذا، ولكن آمُل أن يساعدنا في حل مشاكل كبيرة فيما يتعلق بحماية البشرة. |
| Ama birbirimizin yoluna taş koymayacağımızı umuyorum. | Open Subtitles | لكن آمُل أن نبقى خارج طرق بعضنا البعض |
| umuyorum ki halat... | Open Subtitles | لكن لا يمكنهم أن يكونوا أبعد ...من 20 قدم، آمُل أن هذا الحبل |
| umuyorum ki, tavsiyemi dinlersiniz. | Open Subtitles | لذا آمُل أن تستمع لنصيحتي |
| umuyorum ki öyledir. | Open Subtitles | آمُل ذلك دون شك |
| Tanıklığımın, Ross Bodmin'deyken yaptığım tanıklık kadar işe yaramasını umuyorum. | Open Subtitles | آمُل فقط أن شهادتي ستكون ذات نفع لـ(درايك) كما كانت لـ(روس) في (بودمين) |
| Sadece normal bir konuşma yapacağımızı umuyordum. | Open Subtitles | أنا فقط كُنت آمُل لو كان بإمكاننا أن نحظي مُحادثةً عادية. |
| Özel konuşacağımızı umuyordum. | Open Subtitles | كُنتُ آمُل أن نتحدث على إنفراد. |