| Ama öyle oturup durdum. Yapacak bir şey yoktu ve Isaac'ı aradım. | Open Subtitles | وجلست وكأنه لا يوجد لدي ما أفعله لذا اتصلت بـ"آيزاك" وذهبنا للمشي |
| Bu, arkaşım Mary Wilke. Isaac Davis ve Tracy. | Open Subtitles | هذة هي صديقتي "ماري ويلكي" و "هذا هو "آيزاك دايفس" و "ترايسي |
| - Tanıştırayım, Isaac Davis. Merhaba, memnun oldum. | Open Subtitles | "اسمعوا يا رفاق أريدكم أن تقابلوا صديقي "آيزاك دايفس - مرحباً. |
| Izek, benimle gel Frishka git evine üzerini temizle | Open Subtitles | آيزاك) تعال معي) فريشكا) إذهب إلى المنزل و نظف نفسك) |
| Bu, arkadaşım Isaac Davis. - Merhaba. Tanıştığımıza sevindim. | Open Subtitles | "جيرمياه" هذا صديقي "آيزاك دايفس" - مرحباً. |
| Seninle tanıştığıma gerçekten çok memnunum, Isaac. | Open Subtitles | الصين أنا جد مسرورة لتعرفي بك آيزاك |
| Merhaba, Isaac. Beni bir daha görmeyi beklemiyordun, değil mi? | Open Subtitles | مرحباً يا (آيزاك) لمْ تكن تتوقّع رؤيتي ثانيةً، أليس كذلك؟ |
| İsaac neden bize o yerin içinde olanlar hakkında bişeyler anlatmıyorsun. | Open Subtitles | (آيزاك)، لمَ لا تخبرنا قليلاً عمّا كان يحدث داخل ذلك المكان؟ |
| Isaac müthiş biri, değil mi? - Evet. | Open Subtitles | آيزاك" مذهل، أليس كذلك؟" - نعم - |
| Isaac, nereye gidiyorsun? | Open Subtitles | !"آيك" آيزاك" إلى أين أنت ذاهب؟" |
| Çocukları çok severim. O yüzden Isaac'in akıl hocası oldum. | Open Subtitles | أحب الأطفال, لهذا السبب أصبحت موجهاً لـ(آيزاك) هنا |
| Klein, Florida Eyalet Savcısı, Isaac. | Open Subtitles | (كلاين) المدعي لمقاطعة "فلوريدا"، (آيزاك) |
| Bunca yıl Isaac o gece yangını çıkaranların cadı avcıları olduğunu söylediğinde ona inanmıştım. | Open Subtitles | كل هذه السنوات ظننتُ أن (آيزاك) محق عندما قال أن السحرة هم الذينَ اشعلوا الحريق تلكَ الليلة |
| Bu yüzden Isaac'in beni kullanması çok kolay oldu. | Open Subtitles | لهذا كانَ من السهل لـ(آيزاك) أن يتلاعبَ بي |
| Bunca yıl Isaac o gece yangını çıkaranların cadı avcıları olduğunu söylediğinde ona inanmıştım. | Open Subtitles | لقد صدقتُ (آيزاك) عندما قال أنّ السحرة هم الذينَ بدأوا الحريقَ في تلكَ الليلة |
| Isaac bir keresinde bana senin topluluktaki tek John Blackwell çocuğu olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | آيزاك) اخبرني مرةً من قبل) انكِ لم تكوني الطفل الوحيد لـ(جون بلاكويل) في الدائرة |
| Isaac demişti. Bu da onun yalanlarından biridir diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد كانَ (آيزاك) ،، لقد ظننتُ أن كل هذا جزءٌ من تلاعبهِ |
| Izek. Sakin ol parayı aldık | Open Subtitles | آيزاك) إرتاح يا رجل) لقد حصلنا على النقود |
| Ben Izek, Yoni'nin kuzeni siz | Open Subtitles | - (هذا (آيزاك), إبن عم (يوني من هذا؟ |
| - Yapma, Rampal'ı seversin sen. Başka birini ara. Isac'ı götür mesela. | Open Subtitles | ماري" أنتِ تحبين (رامبال)، خذي" "شخص معكِ، خذي "آيزاك |