| Bir dahaki sefere senin evinde yapalım, olur mu Ivan? | Open Subtitles | المرة القادمة سنفعل هذا في شقتك؟ حسنا آيفن |
| Konu açıImışken... bu apartmanda ciddi bir haşere sorunu var Ivan. | Open Subtitles | ونحن على الموضوع أعتقد أن لديك مشكلة خطيرة في هذا المبنى. آيفن |
| Los Angeles'taki adamı Ivan Letnov, kefaletsiz şekilde içeri tıkılmış. | Open Subtitles | تابعه في لوس أنجلوس، آيفن لاتنوف، محبوسٌ في السجن من دون كفالة. |
| Ama bunun için Ivan gibi bir adamı serbest bırakmam gerekecekse beklerim daha iyi. | Open Subtitles | لكن لو كان هذا يعني جعل رجال مثل آيفن ينجون بفعلتهم، فأنا راغبٌ بالانتظار. |
| Ayrıca ortaklarımızın sadece %50'sini Evan Smith'e kaybederiz diyen de sendin. | Open Subtitles | %وأنت قلتي أننا لن نخسر سوى 50 من عملائنا لـ(آيفن سميث) |
| Biliyorum Ivan için kötüydü, Ama bu benim için de beklenmedik birşeydi . - Bilirsin, ama bunu atlatabiliriz. | Open Subtitles | أعلم بأن ذلك كان سيئاً في حق (آيفن) لكني كنت منزعجة أيضاً مما حدث، لكننا بوسعنا أن نتجاوز ذلك |
| Aç kapıyı! Ivan bekletilmekten hoşlanmaz! | Open Subtitles | افتح الباب آيفن لا يحب الانتظار |
| Korkunç Ivan bugün yarın uyanacak ve beni tanıyacak. | Open Subtitles | ولماذا تخبرني بها الآن؟ آيفن" العنيف سيفيق عمّا قريب" وسيقوم بالتعرّف على هويتي |
| Ivan Cousins'la kaçtığını bir düşünsenize. | Open Subtitles | لم أتخيل أن دوروثي منسجمة مع آيفن كازنز |
| Merhaba, Ivan. Elimde denetlenmesi gereken bir resim var. Galeriye getir bir bakayım. | Open Subtitles | مرحباً يا (آيفن)، بحوزتي لوحة أحتاج لأعرف مصداقيتها أحضريها للمعرض، سألقي نظرة عليها |
| ICE az önce, Los Angeles'a iki saat önce inen bir Rus Mafya üyesi Ivan Letnov'un kimliğini teşhis etti. | Open Subtitles | لقد كشف برنامج التعرف على الأوجه الخاص بقوات الهجرة و الجمارك، عضو مافيا روسية، آيفن لاتنوف، و الذي قد هبط في لوس أنجلوس منذ ساعتين. |
| - İvan Turing'e söylemişsin. Ölüme yakın bir deneyimim olduğunu, oğlumuzu gördüğümü. - Öyle. | Open Subtitles | لقد أخبرت "آيفن تورينج" بشأن أن مررت بتجربة الموت القريب و رأيت ولدنا |
| Limandaki ölü kızın görüntülerine baktığımızda Ivan içeri giriyor ama çıkmıyor. | Open Subtitles | هذا مشهد من الميناء عن الفتاة الميتة و(آيفن) يدخل ولا يخرج |
| ...ve ünlü savaşçı Ivan Kachaniuk'un torunu. | Open Subtitles | حفيد المحارب الشهير آيفن كاتشانيوك |
| - Öyleyim,... ama bunu bana kimsenin söylemesine ihtiyacım yok,Ivan da dahil. | Open Subtitles | -بلى، لكني لا أحتاج أن تذكريني، ولا (آيفن) أيضاً تحتاج |
| Benim gördüğüm şekilde,Ivan kız mı yoksa erkek mi olduğunu söylemesi... .. gereken tek kişi. Ve o bana bi erkekten fazla olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | وأنا أرى، (آيفن) هو من يحدد إن كانت رجلاً أو إمرأة وهو لم ينفك يقول لي بأنه رجل أكثر من أنه إمرأة |
| Ivan'ın kulübesi var. Evet. Evet, dude's set up. | Open Subtitles | نعم (آيفن) لديه كوخ نعم، الرجل يسكن هناك |
| - Öyleyim,... ama bunu bana kimsenin söylemesine ihtiyacım yok,Ivan da dahil. | Open Subtitles | -بلى، لكني لا أحتاج أن تذكريني، ولا (آيفن) أيضاً تحتاج |
| Benim gördüğüm şekilde,Ivan kız mı yoksa erkek mi olduğunu söylemesi... .. gereken tek kişi. Ve o bana bi erkekten fazla olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | وأنا أرى، (آيفن) هو من يحدد إن كانت رجلاً أو إمرأة وهو لم ينفك يقول لي بأنه رجل أكثر من أنه إمرأة |
| Bu Evan'ın fikriydi. | Open Subtitles | هي فكرة آيفن هو,مم |
| .. bir kusura dikkat çekiyorum.... Bu daveti yapmak istemediğimi sana düşündüren nedir? | Open Subtitles | -مالذي يجعلك تعتقدين بأني لن أصلح مع (آيفن)؟ |