| Bir şey olmadan önce AJ onları bulduğu için çok şanslıyız. | Open Subtitles | أنت محظوظ أن آي جاي وجدها قبل أن يحصل شيء آخر |
| Savaşta değiliz, AJ. Gerçek asker bile değiliz. | Open Subtitles | لسنا في حرب, آي جاي نحن لسنا حتى جنود حقيقيون |
| AJ hazır olmanı ve gece yarısını beklemeni söyledi. | Open Subtitles | آي جاي أخبرني أن أستعد وأبقى على انتظار في منتصف الليل |
| Şurası açık ki, AJ gerçek ve hayal arasındaki farkı söyleyebiliyor, değil mi? | Open Subtitles | صار الأمر واضحاً، أنا (آي جاي) يفرّق بين الحقيقة و الخيال، صحيح ؟ |
| AJ, hikâyesinin doğru olduğuna inanıyor tıpkı Noel Baba'ya inandığı şekilde. | Open Subtitles | حسناً، (آي جاي) يعتقد أنّ قصّته حقيقيّة كما يصدّق بـ(سانتا كلوس) |
| AJ, Lincoln ve diğerleri. Peşimdeler. | Open Subtitles | آي جاي ولينكولن وكلهم إنهم يلاحقونني |
| AJ herhangi bir yalan işareti göstermiyordu bu yüzden ben de ortalığı biraz kızıştırdım. | Open Subtitles | {\pos(192,230)} لقد كان يظهر على (آي جاي) بعض إشارات المكر، لذا أملت الرّهان قليلاً |
| Benimkinde. Foster'ın AJ'i değerlendirmesini istiyorum. | Open Subtitles | -أنا، أريد أن تقوم (فوستر) بمراقبة (آي جاي ) |
| Bu harika, AJ, tamam. Şimdi bana yangın gecesinde gördüğünü çizebilir misin? | Open Subtitles | هذا رائع يا (آي جاي)، الآن هل يمكنك أن ترسم لي ما رأيته ليلة الحريق ؟ |
| AJ'nin ailesiyle tekrar konuşmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نتحدّث إلى والديّ (آي جاي) مجدّداً |
| AJ' ye, bunu yapanın Bay Garcia olduğunu söyle dedim. O, buna inanana kadar tekrar tekrar söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرت (آي جاي) أنّه السيّد (غارسيا) لقد اخبرته مراراً و تكراراً، إلى أن صدّق ذلك |
| Takılıyoruz işte, AJ. | Open Subtitles | نحن فقط نتمازح, آي جاي |
| Evet, efendim. AJ. | Open Subtitles | نعم, سيدي, آي جاي |
| AJ kapıma bunlardan koymuş. | Open Subtitles | آي جاي وضع واحداً على بابي |
| AJ neden onları kapılara asıyor? | Open Subtitles | لم يضعها آي جاي على الأبواب؟ |
| AJ ve Lincoln. Ormanda. | Open Subtitles | آي جاي ولينكولن في الغابات |
| AJ, hadi gidelim buradan. | Open Subtitles | آي جاي, لنخرج من هنا |
| Bess; Brandon'ı gördüğünde, oğlu AJ'i görüyor. | Open Subtitles | وعندما ترى (بيس) (براندون) ترى ابنها (آي جاي) |
| Hey, AJ, hiç yalan söyledin mi? | Open Subtitles | مهلاً يا (آي جاي)، لقد قلت للتوّ كذبة ؟ |
| AJ ile konuşmam gerekmiyor. | Open Subtitles | -حسناًً، لا داعي للكلام مع (آي جاي ) |