| Ama geride annesi, babası ve küçük erkek kardeşi var. | Open Subtitles | لكن أمه و أباه موجودان هناك بالاضافة الى أخيه الصغير |
| Tanrı, "babası bir günahkâr, mutlu olmaması gerek" mi dedi? | Open Subtitles | هل قال الرب بأن أباه آثم وليس مقدر له السعادة؟ |
| Yılbaşlarında kodesteki babasını ziyaret edeceği bir çocuğu bu dünyaya getirmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أحضر طفل الى هذا العالم ليزور أباه بالحجز فى الكريسماس |
| Varsayalım sen hepimizin fikrini değiştirdin ve çocuk babasını gerçekten bıçaklamış, buna ne dersin? | Open Subtitles | .. افرضأنكأقنعتناكلنا بهذا . في حين أن الولد قد طعن أباه حقاً , هه؟ |
| Bu, babasının muz kabuğuna basıp düşmesi gibi birşey değil. | Open Subtitles | ذلك لا يعني أن أباه قد إنزلق على قشر الموز |
| babasının büyü kullanılarak öldürüldüğünü görürse, bu zihninde daima kötü bir yer edecektir. | Open Subtitles | إذا رأى أباه يقتل من خلال استخدام السحر فسوف يصلب هذا ذهنه للأبد |
| "...annesine ve babasına yaptıklarına rağmen, onun iyiliği için sabırlıca ve kibarca buna katlanabilmeleri..." | Open Subtitles | مقاطعاً أباه وأمه كم مقدار الصبر والتحمل الذى عانوه من أجله |
| Olmo senin çocuğunun kardeşi çünkü onun babası bizlerden biri. | Open Subtitles | أولمو هو أخ لأبنائكم لأن أباه هو واحد منا |
| Ne babası, ne annesi ne de bir başkası... 300 yıl boyunca... | Open Subtitles | لا أباه ولا أمه ولا أى شخص يعلم ما حدث له |
| Çok güzel ölümlü bir anneden dünyaya gelmişti, ama babası Tanrıların Kralı Zeus'tu. | Open Subtitles | ولد من إمرأة جميلة هالكة لكن أباه زيوسِ هو ملك الآلهة |
| Bir erkeği babası gibi öptüğünü hiç görmemiştim! | Open Subtitles | هذه هي المرة الأولى التى أراه فيها يقبّـل رجلاً مثل أباه |
| Ve babası insanlarını özgürleştirmek için dönemeyecek ... eğer hemen... gitmezse. | Open Subtitles | و أباه لن يعود لتحرير قومه إذا لم يذهب الآن |
| Onun babası olarak kalmak istiyorsan, evine gidersin yatağında uyur, derslerini verir, hayatına devam edersin. | Open Subtitles | ماذا فعلت بإبني؟ إن أردت أن تظل أباه فاذهب إلى منزلك نم في سريرك وعلم طلبتك وعش حياتك |
| Eğer babasını gerçekten öldürmüşse, üç saat sonra eve neden dönsün ki? | Open Subtitles | إذا كان قد قتل أباه حقاً، لماذا عاد إلى البيت بعد ثلاث ساعات؟ |
| Ama çocuğun babasını öldürdüğünü gördüğünde, evde yapayalnızdı. | Open Subtitles | لكنها كانت لوحدها في البيت عندما رأت الولد يقتل أباه. |
| Dürüst bir şekilde çocuğun babasını öldürdüğünü gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | هي صدقاً اعتقدت بأنها رأت الولد يقتل أباه. |
| Geçen ay babasını bir toplantıya götürüyordu, büyük bir Mercedes'i var. | Open Subtitles | لقد أوصل أباه الى اجتماع خلال الشهر الماضي لديه سيارة مرسيدس كبيرة |
| babasının soyadını almaması oğlumuz Johnnie Jr. için haksızlık olurdu. | Open Subtitles | سيكون من الظلم لإبننا الصغير، بأن لا يأخذ إسم أباه. |
| O büyümek zorunda kalacak ve o bilir babasının televizyonda kendini patlattı O | Open Subtitles | سيكون عليه أن يكبر و هو يعلم أن أباه فجر نفسه على التلفاز |
| Neden çocuğa, babasının son ana kadar... çok cesur bir asker olduğunu söylemiyoruz? | Open Subtitles | لم لا نخبر الصبي أن أباه كان جنديا شجاعا جدا حتى النهاية |
| babasına söyle, oğluyla daha çok vakit geçirsin. Kendine güveni geldikçe, maça her çıktığında hiçbir topu kaçırmayacaktır. | Open Subtitles | أخبري أباه أنّه كلّما درّبه فستزيد ثقته بنفسه |
| "Ondan her şey beklenir" "Aman babasından bahsetmeyin" | Open Subtitles | لا تعرفي ما سيصبح عليه عندما يكبر لن يذكر أباه. |
| Eğer Jesse bir süre babasıyla yaşamak istiyorsa, bırak yapsın. | Open Subtitles | إذا أراد جيسي أن يعيش مع أباه فتره ما .. فليذهب |
| Sizin gibi bir babaya sahip olmak büyük bir şans. | Open Subtitles | أنني أعتقد أنك أعظم أب فى الدنيا وأي ابن سيكون محظوظا لو كنت أباه |