| Babam, Cornwall'dan bir beyaz ve annem Zimbabveli bir siyah. | TED | أبي كان أبيض اللون من كورنوول، وأمي كانت سوداء من زيمبابوي. |
| Onları beyaz, bulanık, elipse benzer şeyler olarak görüyorsunuz. | TED | إنها عبارة عن تجمع بيضوي غامض أبيض اللون. |
| Tek parça mayoydu. beyaz bir kumaştan yapılmıştı. | Open Subtitles | كانت بدلة إستحمام من قطعة واحدة مصنوعة من شئ أبيض اللون |
| Emin değiliz. O zaman, İsa'nın beyaz olduğundan da emin olamazsınız. | Open Subtitles | إذا ً لا تستطيع أن تؤمن على وجه التأكيد بأن المسيح كان أبيض اللون |
| Beyazdı. Çok gençti. | Open Subtitles | كان فتى أبيض اللون و شكله صغير أيضا ً |
| Beyazdı. Çok gençti. | Open Subtitles | كان فتى أبيض اللون و شكله صغير أيضا ً |
| O zaman, İsa'nın beyaz olduğundan da emin olamazsınız. | Open Subtitles | إذا ً لا تستطيع أن تؤمن على وجه التأكيد بأن المسيح كان أبيض اللون |
| 1958 Oklahomasında beyaz bir adam ve hamile zenci bir kadın mı? | Open Subtitles | رجل أبيض اللون و فتاة حامل بشرتها سوداء في عام 1958 في أوكلاهوما؟ هل كان ذلك شيئاً سيئاً؟ |
| 1958'de başka nerde beyaz bir adam ve zenci bir kadın evlenip birlikte yaşayabilirlerdi ki? | Open Subtitles | أي مكان أخر عام 1958 يستطيع فيه رجل أبيض اللون و امرأة سوداء البشرة أن يتزوجا و يعيشان معاً؟ |
| beyaz eldivenlerle şerbet gibi olursun. | Open Subtitles | ستبدين كالمشروب الغازي, مع قفازين طويلان أبيض اللون |
| ..."Uzaydan gelen Afrikalı beyaz bir İsa düşünün." | Open Subtitles | تصوّر أنّ شخصاً أفريقي أبيض اللون'' ''مُتديناً للغاية، هبط مِن السماء |
| Onlar da bana bunu getirdiler işte Afrikalı beyaz bir uzay İsa'sı. | Open Subtitles | وهذا ما حصلوا عليه، شخصٌ أفريقيّ أبيض اللون, ومتديّن للغاية. |
| Afrikalı beyaz bir uzay İsa'sı olduğumu açıkça söylemiyorum. | Open Subtitles | لَم أكن أعني حقّاً بأنّي إفريقيّ، مُتديّن أبيض اللون هبط مِن السماء. |
| Kızı bulduğunda, geceliğe benzer beyaz bir şey giydiğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنها كانت ترتدي شيئاً أبيض اللون مثل قميص تحتي أو ما شابه عندما وجدها |
| Yolun uzağında, iki katlı beyaz bir çiftlik evi arıyoruz. | Open Subtitles | نبحث عن منزل ريفي أبيض اللون ومكوّن من طابقين بمعزل عن الطريق |
| Kömür beyaz ve çok sert vurulduğunda net bir çınlama sesi çıkarıyor. | Open Subtitles | الفحم أبيض اللون وصلب جداً، مما يحدث صوت رنين واضح عندما تطرق عليه |
| Bütün birimlerin dikkatine, yaklaşık 1.87 boylarında dazlak, siyah yün ceket giyen, beyaz bir adam için tetikte olun. | Open Subtitles | كل الوحدات ، للقيام بالبحث عن ذكر أبيض اللون طوله تقريبا ، 6 أقدام و إنشين |
| Onun beyaz bir polis olması konusunda falan. | Open Subtitles | كما تعلمين, بما أنه شرطي أبيض اللون وكل شيء |