| Bu yüzden düşündüm ki onları satmam, gece vakti çalınıp gitmelerinden daha iyidir. | Open Subtitles | لذا فكرت.. ..أن أبيعهم إياها بدلاً من أن يسرقوها |
| Bir keresinde, yol kenarında satıp, para kazanmaya çalışmıştım. | Open Subtitles | ذات مرة وقفت في جانب الرصيف, وحاولت أن أبيعهم لأجني بعضا من المال لنفسي, أتعرفين لكن.. |
| Ona 80 dolara ilaç sattım ama teslimatı yapamadan kendimi burada buldum şimdi o da yakama yapıştı. | Open Subtitles | كان المفروض أن أبيعهم مقابل 80 دولار و لكننى جئت إلى هنا قبل أن أبيعها و الآن سيمزقنى بسبب هذا |
| Ama bu, paraya ihtiyacım olduğunda onları satmayacağım anlamına gelmez. | Open Subtitles | أنه يعني بأني لن أبيعهم إلا إذا احتجت للمال |
| Önce onlara bir parça arazi satarım. | Open Subtitles | أولاً, أبيعهم قطعة أرض |
| - Hızlı bir şekilde satılması lazım işte. | Open Subtitles | - يجب أن أبيعهم بسرعه |
| Eğer onları bu fiyata satmazsam "koruma parası"nı nereden bulacağım? | Open Subtitles | إذا لم أبيعهم بهذا السعر فكيف أتحمّل تكاليف الحماية؟ |
| Yıllardır bunları televizyonda satıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أبيعهم على الشبكة لسنوات. |
| Sense onları sattırıyorsun bana. İstemiyorum. | Open Subtitles | و أنتِ تحاولين جعلي أن أبيعهم و أنا لا أرغب بهذا |
| Saçmalık bu. Onları satmam gerekiyor. | Open Subtitles | هذه سخافة أنا يجب أن أبيعهم |
| - ...ona bir daha satmam. | Open Subtitles | -لن أبيعهم ثانية |
| Onları satıp, parasıyla hayır yapıyorum. | Open Subtitles | أبيعهم وأعطي المال مِنْ أجل الأمور الخيرية. |
| Onlara evi satıp, parayı aldıktan sonra önemseme işim biter. | Open Subtitles | بعدمـا أبيعهم المنزل وأقبض الشيك، أتوقف عن الإهتمـام. |
| Bu kartlardan birini ilk aldığımda, değeri 200 dolar olan diğer 10 karttan sadece biriydi ve onları 100 dolara sattım. | Open Subtitles | في أول مرة حصلت عليها على بطاقات, كان لدي عشر منهم و تساوي 200 دولار, مثل هذه, و أبيعهم مقابل 100 دولار, |
| Yurt arkadaşımın pasaportunun üzerinde oynadım sınırları geçerken onu kullandım, sonra da ihtiyaçlarım için sattım. | Open Subtitles | التلاعب بجوازات سفر زملائي و إستعملتهم في تجاوز الحدود ثم أبيعهم عندما أحتاج الى مؤونة |
| Hayır, onları satmayacağım. Bu yasal değil. | Open Subtitles | لا، لن أبيعهم فهذا ليس قانونيًا |
| Satılık değiller. Asla da satmayacağım. | Open Subtitles | إنها ليست للبيع لن أبيعهم |
| Üzgünüm, ben sadece satarım. | Open Subtitles | آسف، أنا فقط أبيعهم. |
| - Hızlı bir şekilde satılması lazım işte. | Open Subtitles | - يجب أن أبيعهم بسرعه |
| Eğer onları bu fiyata satmazsam "koruma parası"nı nereden bulacağım? | Open Subtitles | إذا لم أبيعهم بهذا السعر فكيف أتحمّل تكاليف الحماية؟ |
| Onları satıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أبيعهم |
| Sense onları sattırıyorsun bana. | Open Subtitles | و أنتِ تحاولين جعلي أن أبيعهم و أنا لا أرغب بهذا |