| Sadece annemin ve ailesinin sevgisini kazanman gerek. Babam kabul etmez... Ama... | Open Subtitles | عليك أن تفوزي بأميّ وعائلتها، أبيّ لن يوافق، لكنّه لن يفعل شيئاً. |
| Babam beni bir notla, günde dört ya da bez kez buraya yollardı. | Open Subtitles | ، حينما كنتُ بعمر الرابعة أو الخامسة أرسلني أبيّ إلى هنا حاملاً ورقة ملاحظات |
| Savaş bittikten sonra da Babam savaşmaya devam etti. | Open Subtitles | أنظر , بعدما إنتهت الحرب ، واصل أبيّ قتاله. |
| Babamın yardım için, çiftlik işlerinde becereksiz ve hayatta kalan tek oğlu olan, benden yardım istemek zorunda olması, içimde bir hüzün yarattı. | Open Subtitles | معرفة أنّ أبيّ قد لجأ إليّ لطلب المساعدة ابنه الوحيد .. الابن الذي اعتاد على رؤيته في المزرعة .. قد أشعرني بالحزن .. |
| Yardım edebilirim. Askeri polistim biliyorsun. - Hayır gelemezsin Babalık. | Open Subtitles | كنت شرطياً عسكري ـ لايمكنك المجيء يا أبيّ |
| - Sağ ol babacığım. - Bunu da sonra konuşuruz. | Open Subtitles | أبيّ - . يُمكن أن نتحدث بشأن ذلك، لاحقاً - |
| Savaş bittikten sonra da Babam savaşmaya devam etti. Arada bir, bara giderdi. | Open Subtitles | أنظر , بعدما إنتهت الحرب الكورية ، واصل أبيّ قتاله، كانَ يقاتل الجميع سوياً ، ودّ أن يخرج إلى الحانة. |
| Babam hâlâ beni küçük kızı olarak görür. | Open Subtitles | لا زال أبيّ يعتقد بأنني طفلته المدلله الصغيره |
| Babam gibi ben de en sonunda hançerlerim ile gösteri yapabiliyorum. | Open Subtitles | بإمكانيّ أخيراً القِيام بِعرض الخَناجر الطَائرة. علي المَسرح كما كان يَقعل أبيّ. |
| Ama artık oraya gitmek istemiyorum çünkü annem ve Babam öldü. | Open Subtitles | و لكِن أنا لا أريد أن أذهب هُناك أبداً. لأن أبيّ و أميّ ميتين. |
| Babam insanlar için en zor olanın değişim olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | أبيّ كان يقول أن أصعب شيء للبشر هو الأنتقال |
| Şansıma, Babam 24 saatten sonra her türlü ağrı kesici ilaç parasını ödemeyi reddetti. | Open Subtitles | لحسن الحظ لم يدفع أبيّ لأي أدوية مسكنة بعد مرور 24 ساعة |
| Babam öldüğünde 9 yaşındaydım. | Open Subtitles | عندما كنتُ في التاسعة من عمريّ .قد توفى أبيّ |
| O bir öksüz ve yetimdi, Anne ve babası tren katliamında öldürüldüler... sonra Babam onu buraya aldı. | Open Subtitles | ... إنه يتيم ، والداه قتلا في مذبحة القطار لذلك كَفله أبيّ |
| Babam, Kutsal Toprak'la ilgili birçok hikaye anlatmıştı. | Open Subtitles | أخبرني أبيّ العديد من الحكايات عن "الأرض المقدّسة". |
| Koltukaltımda kıllar çıkana kadar Babamın işinin kötü taraflarını konuşmaya iznim yok. | Open Subtitles | لا يُسمح لنا بالحديث عن الجزء السيء من عمل أبيّ حتى يظهر شعر إبطيّ |
| Hiçbir zaman, seni reddetmedim. Babamın hatalarını telafi etmekten yoruldum. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن رفضتُ لكِ أمراً أبداً، لقد سئمت من إصلاح أخطاء أبيّ. |
| Babamın ölümüyle daha da yoksulllaşan annem, gururunu bir kenara bırakmış ve ailesiyle barışmak için bir çaba harcamıştı. | Open Subtitles | ...صرنا نعاني الفقر المُدقع بعد وفاة أبيّ ...ابتلعت أميّ كبريائها ...و بذلت جهداً للتصالح مع عائلتها |
| - Görüşürüz Babalık. | Open Subtitles | ـ بالطبع ـ أراك في ما بعد يا أبيّ |
| Bir yere uğramam gerekiyor tamam mı Babalık? | Open Subtitles | علينا التوقف لمرة واحدة يا أبيّ |
| babacığım. | Open Subtitles | أبيّ |
| - Baba, dondurma arabası var. | Open Subtitles | ـ أبي ؟ ـ أبيّ ، بائع المثلجات (ـ انتظري لحظة ، يا (مارجريت |