| bir baba, iki kızı ve 50 yaşındaki bir temizlikçi. | Open Subtitles | أبٌ و بنتاه و عاملة نظافة في الـ50 من عمرها |
| İnsanlara senin felaket bir baba olduğunu söylemek istediğim zamanlar oldu. | Open Subtitles | كانت هنالك أوقاتٌ أردتُ فيها إخبار النّاس كم أنت أبٌ مريع |
| Çünkü sen harika bir babasın. Ve ona doğruyu yanlışı, yapması gerekenleri öğrettin.. | Open Subtitles | لأنك أبٌ صالح، و جعلتها تميز بين الخطأ و الصواب |
| Sen iyi bir babasın. Bu yaptığın delilik! | Open Subtitles | أنت أبٌ رائع ما تقوم به أمر مجنون بعض الشيء |
| Sen çalışkan,üç çocuk babası ve her akşam on buçukta yatan bir adamsın. | Open Subtitles | أنـت أبٌ كـادح لثلاثة. الـذي، يذهب إلـى السرير كـل ليلة السـاعة 10: 30 |
| Sonra da neden onları zorlayayım dedim. Çünkü ben harika bir babayım. | Open Subtitles | لذا قُلتُ لِنَفسي لِماذا أجبِرهُم تَعرِفين لكوني أبٌ رائع |
| Çünkü benim de babam kadar kötü bir baba olduğumu bilmeni istemedim. | Open Subtitles | لأنّي لمْ أردكَ أنْ تعرف أنّي أبٌ سيّءٌ كما كان هو |
| İyi bir çocuk, saygılı bir genç olduğunu düşünmek isterim. İyi bir baba olduğumu kanıtlayabildiğimi düşünmek isterim. | TED | أحب أن أعتقد أنه فتىً صالح ، شابٌ مهذّبٌ جداً. أحب أن أفكر في أنني أثبتّ أنني أبٌ صالح. |
| Ağabeyin gibi değil 13 yaşındaki bir baba gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لا أشعر كأنني أخوك أشعر كأنني أبٌ يبلغ الثلاثة عشرة من العمر |
| Adam bekar bir baba. Eminim elinden gelenin en iyisini yapıyordur. | Open Subtitles | إنّه أبٌ أعزب، أنا واثقةٌ أنّه يقوم بما في وسعه |
| Bunu sana bir baba olarak söyleyebilirim eğer annenin yerinde olsaydım bir daha asla düzelemezdim. | Open Subtitles | وأعرف ذلك أستطيع أن أقول لك كوني أبٌ إن حدث ذلك، لن تستطيع أن تنجو من ذلك |
| İyi bir baba 10 yaşındaki kızına bakıcı tutmak yerine onu New Jersey'ye postalayabilir mi? | Open Subtitles | أبٌ صالح فضّل إرسال طفلة ذات العشر سنوات إلى نيوجيرسي على أن يدفع راتباً لجليسة أطفال؟ |
| Ne hediye alacak paramız, ne de hediye alacak bir baba vardı. | Open Subtitles | لم يكن لدينا مال لشراء الهدايا أو أبٌ ليشتريها لنا |
| Bunun için sana şapka çıkartıyorum, Billy. Sen gerçekten iyi bir babasın. | Open Subtitles | أنحني لك تقديراً لأنك أبٌ مثالي |
| Artık bir babasın. Kendine dikkat etmen gerek. | Open Subtitles | أنت أبٌ الآن ، يجب أن تهتم بنفسك |
| Tom, sen iyi bir babasın. Senin gibi bir babası olduğu için Kyle çok şanslı. | Open Subtitles | أنت أبٌ صالح (كايل)، محظوظُ ليكون عنده والدُ مثلك |
| Çok hoş bir babası olan sarışın ve uzun boylu biriyle. | Open Subtitles | إلى شاب طويل ذو شعر ناعم وله أبٌ عطوف جداً. |
| Biliyor musunuz, sonunda çocuğunuzun bir babası olacağı için de çok mutluyum. | Open Subtitles | و الأهم من كل ذلك , فأنا سعيدة بأن ابنتكِ قد صار لها أبٌ الآن |
| Bir uyuşturucu bağımlısının onu seven babası olarak... yapılması gereken herşeyi yaptım. | Open Subtitles | فعلت كل مايمكن أن يفعله أبٌ محب لإبنةٍ تدمن المخدرات كل ماهو مفترض أن أفعله.. |
| Bir babayım ve bir işim var. Bu ikisini birbirinden ayrı tutmak hoşuma gider ama bugün böyle bir şansım yok. | Open Subtitles | أنا أبٌ ولدي عمل , ودائماً ما أسعى لكي أفصل بين الأثنين ولكن |
| Ben de bir babayım Bay Cowen, durumun ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | سيد كاوين .. أنا أبٌ أيضاً لذا أستطيع التصور كم يكون هذا صعباً |
| Tanrıya şükür ki bir çocuğun doğru şekilde nasıl yetiştirileceğini bilen bir babam vardı ve inan bana, bu hiç kolay olmadı. | Open Subtitles | لحسن الحظ لدي أبٌ عرف كيف يربي طفلاُ بالطريقة الصحيحة و صدقيني، |
| Ne olursa olsun senin için ellerinden gelenin en iyisini yapan bir baban ve bir annen daima olacak. | Open Subtitles | مهما حدث، يابنيّ تذكرّ بأنّه ما زال لديك أبٌ وأمّ سيبذلون ما بوسعهم من أجلك |
| Ama şanslı bir babasınız. | Open Subtitles | لكنك أبٌ محظوظ |
| Haklarını alabilmek için babanın yetersiz bir ebeveyn olduğunu kanıtlamamız gerekiyor. | Open Subtitles | إلغاء الوصاية يتطلب إثباتاً أن والدك أبٌ غير كفؤ |