| Sadece hayatta kalmaya calisan, bu yolda yuruyen bir baba ve ogul. | TED | ولم يبقى من الحياة سوى أب و إبنه يحاولون النجاة بأنفسهم .. ويسيرون على طول طريق |
| Elimde bir baba ve detektif tarafından doldurulan evraklar var. Çocukları onlara teslim etmeliyim. | Open Subtitles | أنا أب و محقق يملأ الأوراق سأسلم الأولاد أولاً |
| Eczacı olan Godfrey iyi bir eş, baba... ve çevresinde sevilen bir beyefendiydi. | Open Subtitles | زوج، أب و صيدلي و رجل متعدد المواهب يسكن في |
| Söylemeye çalıştığım şey, çocuğun olduğunda anne ve baba oluyorsun. | Open Subtitles | ما أقصده ، عندما ترزقان بطفل تصبحان أب و أم |
| Sevgi dolu bir koca ve baba. Hiçbir suça karışmamış. | Open Subtitles | أب و زوج محب،لم يفتعل أية مشاكل من قبل و ليس عنده سجل إجرامي |
| Jake, ben babasız büyüdüm. Buna izin vermeyeceğim... | Open Subtitles | أنا تربيت بدون أب و لن أسمح بذلك أن يتكرر |
| Baba-oğul çılgın dövüş yarışmalarına katılacağız. - Pekâlâ. | Open Subtitles | نشترك أب و أبنه في المسابقات القتال المتطرفة |
| Eczacı olan Godfrey iyi bir eş, baba... ve çevresinde sevilen bir beyefendiydi. | Open Subtitles | زوج، أب و صيدلي و رجل متعدد المواهب يسكن في |
| Haydi ama bu birbirimizi baba ve oğul olarak tanımak için altın bir fırsat. | Open Subtitles | هيا هذه فرصة ذهبية لنتعرف على بعضنا أكثر وأكثر أكثر من كوننا أب و ابن |
| Tabii yaptın baba. Sen bir koca, baba ve dedesin. | Open Subtitles | أنت فعلت , أنت زوج , أب , و جد |
| Bir koca, bir baba ve toplum ve ulus için bir miras olarak hatırlanacak. | Open Subtitles | ويتذكر انه كزوج , أب , و ذخر ل مجتمعه و البلاد. |
| Mike ile tanışmak ve onun nasıl bir koca, bir baba ve bir dost olduğunu görmek... yani... benim tekrar bu masala inanmamı sağlıyor. | Open Subtitles | و أب و صديق حسنا لقد تسبب بعودتي للإيمان |
| İyi. O zaman sadece sen ve ben olacağız. Meksika'ya tatile giden baba ve oğul. | Open Subtitles | إذاً الأمر كما إقترحت أنا رحلة أب و إبنه للمكسيك |
| Eminim ki sadece bir dönemdir. Her baba ve kız bu dönemden geçmek zorundadır. | Open Subtitles | متأكد أنها مجرد مرحلة على كل أب و ابنته أن يمرّا بها |
| Anne, baba ve ufak bir kız | Open Subtitles | أم و أب و أخت صغيرة على ما أتذكر |
| Yani,bir anne ve baba, eli üstümüzde olan, bilirsin. | Open Subtitles | أقصد . أب و أم ممسكان بأيدي بعضهما و يفعلان كل تلك الأشياء . |
| Ebeveynler. Evet, anne ve baba demektense. | Open Subtitles | "والديّ" إنّها كلمة مقابلة لـ"أب و أم". |
| babasız büyümek ve annesiyle olan o şey. | Open Subtitles | نشأت بدون أب و هذا الشيء مع أمها. نعم أعرف. |
| Baba-oğul takım yarışmacısı görmek her zaman güzel olmuştur. | Open Subtitles | من اللطيف دائماً وجود فريق من أب و ابن على الطاولة |