| Ve halkım bizi buradan... ..uzaklara götürecek olan gemiye binmek için kaleden çıkacak. | Open Subtitles | ويخرج أتباعي من الحصن إلي مكان إنتقال بعيد عن هنا |
| Benim halkım oylamada seni seçmedi. | Open Subtitles | فقد قام أتباعي بالتصويت لإخراجكِ |
| Beni koruyarak... adamlarımı daha büyük bir tehlikeye attın. | Open Subtitles | فإنَّكـَ تُعرِضُ أتباعي لخطرٍ أكبرَ بكثير |
| Kurallarım var. Kendi adamlarımı satmak buna dâhil değil. | Open Subtitles | فلدي فضيلة لا تشتمل على أن أنقلب على أتباعي |
| Adamlarım da delil toplamada pek başarılı sayılmazlar. | Open Subtitles | و أتباعي ليسوا ماهرين في التعامل مع الأدلّة. |
| Planın, adamlarımdan biriyle anlaşma zemini ayarlayıp taleplerin gerçekleşene kadar yüzüğü vermemek üzerineydi. | Open Subtitles | إقتضت خطتك بعقد إتفاق مع أحد أتباعي. لتفرضي مطالبكِ وتعيدي الخاتم بعد أن يتم تنفيذها. |
| Sevgili takipçilerim sizi kim güvende tutuyor? | Open Subtitles | أتباعي الأحباء من يحافظ على حياتكم ؟ |
| Dalkavuklarım bir kaç test yapıp, biraz kan alacak ve sonda torbanı boşaltacaklar. | Open Subtitles | سيأتي أتباعي لإجراء بعض التحاليل و سحب بعض الدم و إخلاء القسطر |
| Ama benim dünyamda her şey nakittir, ben Clay Davis'im ve halkım bir şeye ihtiyacı olduğunda beni nerede bulacağını bilir. | Open Subtitles | لكن من حيثُ أتيت يُفضّلون التعامل نَقدًا ..(وأنا (كلاي دايفيس إذا إحتاج أتباعي شيئا يعلمون أين يعثرون عليّ |
| - halkım sinirli ve şaşırmış durumda. | Open Subtitles | أتباعي مشوشون وغاضبون |
| Ve halkım kaleden çıktı | Open Subtitles | ويخرج أتباعي من الحصن |
| Bina umurumda değil, sadece adamlarımı çıkarmak istiyorum. | Open Subtitles | لا يهمني أمرَ المبنى ولا أريدُ سوى إخراجُ أتباعي فحسب |
| - Kendi adamlarımı satmak buna dâhil değil. | Open Subtitles | لا تشتمل على أن أنقلب على أتباعي |
| Kendi adamlarımı öldürebiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني قتل أتباعي |
| Adamlarım hücredeki herkesle konuştu. | Open Subtitles | لقد طلبتُ من جميعِ أتباعي التحري عنكَـ في الحبس الإنفرادي |
| Adamlarım ölürken hiçbirşey olmamış gibi seyirci kalmam! | Open Subtitles | أنا لن أقف متفرجا بينما أتباعي يموتون |
| Bu mümkün değil. That's not possible... adamlarımdan hiçbiri canlı ele geçirilmeyecek. | Open Subtitles | هذا من المستحيل لن يؤخذَ أحدٌ من أتباعي حيَّاً. |
| Hayır... Bu adamlarımdan birinin dostunun şans eseri bulduğu bir şey aslında. | Open Subtitles | أخالفك، في الواقع كانت فكرة رفيق أحد أتباعي بمحض المصادفة |
| Bana dokunursan takipçilerim Lanetler Kitabı'nın gücü ile burayı yerle bir ederler. | Open Subtitles | إن مددت يدك علي سيقوم أتباعي بقصف قصرك هذا مع كل قوى "الكتاب الملعون" |
| takipçilerim beni terk etti. | Open Subtitles | أتباعي تخلّو عنّا |
| Hey! Dalkavuklarım! Sizi duyabiliyorum! | Open Subtitles | أتباعي يمكنني سماعكم |