"أتحرّق شوقاً" - Translation from Arabic to Turkish

• için sabırsızlanıyorum
• can atıyorum

Ona bir doz ilaç verip, kendini beğenmiş büzük bir kadının sümüklü böcek salamurası gibi oluşunu izlemek için sabırsızlanıyorum.
أتحرّق شوقاً لأسقيه مِن كأسه المر. ومشاهدة ذبلان ريائه البهي كالسبيكة في الملح.

Dinlenme tesislerine her zaman gitmek istemişimdir. Çocuklara söylemek için sabırsızlanıyorum.
لطالما وددتُ زيارة الملاذ الاستجماميّ، أتحرّق شوقاً لإخبار الولدين

Bebek sahibi olmak için sabırsızlanıyorum. Gerçekten çok heyecanlıyım.
أتحرّق شوقاً لأرزق بأطفال إنّي جد متحمسة للفكرة

Sana yine orada sarılmak için can atıyorum. Sevgiler, Serserin.
"أتحرّق شوقاً لمُعانقتكِ هُناك، مع حبّي، حبيبكِ الضال"

İyi plan. Şu çok önemli dersi öğrendiği zamanki yüz ifadesini görmeye can atıyorum:
خطّة جيّدة، أتحرّق شوقاً لرؤية النظرة على محيّاه حين يتعلّم درساً قيّماً...

Yeni bir kitap yazdığınızı duydum. Okumak için sabırsızlanıyorum.
سمعتُ أنكَ تعمل على كتابة كتاباً آخر، أتحرّق شوقاً لقراءته.

Yüzü yeniden yapılandırmak için sabırsızlanıyorum. Bakalım kimse, mavi bir adamın kaybolduğunu bildirmiş mi?
أتحرّق شوقاً لبدء إعادة تشكيل الوجه، لنرى لو بلغ شخص عن فقدان رجل أزرق.

Hediyemi, ambalajından çıkartmak için sabırsızlanıyorum.
لو كانت هذه هي هديّتي، فإنّي أتحرّق شوقاً لفتحها.

Henüz bilmiyorum. Ama öğrenmek için sabırsızlanıyorum.
لا أعرف بعد، لكنّي أتحرّق شوقاً لمعرفتها.

- Tanışmak için sabırsızlanıyorum.
حسناً، أنا أتحرّق شوقاً لمقابلته

Aslında görmek için sabırsızlanıyorum.
أتحرّق شوقاً لرؤيتها

Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
أتحرّق شوقاً لرؤيتها

Bu gece kafayı bulmak için sabırsızlanıyorum.
أتحرّق شوقاً لأثمل الليلة.

Seni görmek için sabırsızlanıyorum.
أتحرّق شوقاً لرؤيتكِ

Öğrenmek için sabırsızlanıyorum.
أنا أتحرّق شوقاً لأعلم

Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
أتحرّق شوقاً لمقابلته.

- Bilmiyorum, ama öğrenmek için can atıyorum.
-لا أعلم، لكنّي أتحرّق شوقاً لإكتشاف ذلك .