| Hymore FTK'yı aradı ve onları ofiste işimizin etik olup olmadığını sorgularlarken yakaladım. | Open Subtitles | هيمور أتصلَ باللجنة الفيدرالية وهم موجودين في مكتبي يشككون في أخلاقيات عملنا |
| Oğlum Nathan beni aradı ve Claudia'yı kontrol etmemi istedi. | Open Subtitles | ولدي (ناثان) أتصلَ وطلّبَ مني أن أبحث عن (كلوديا). |
| Şimdi, Nathan sizi sabah saat 6'da aradı. | Open Subtitles | أذاً،ناثان أتصلَ معك. في 6: |
| Bir arayıp sorayım durumlarını. | Open Subtitles | حسناً, يجدرُ بي أن أتصلَ به وأرى كيفَ هي الأحوالُ لديه |
| Belki de bu davada ortağı arayıp çağırmalıyım. | Open Subtitles | ،لكي تدخلينا بهذهِ الصفقة أعتقدُ بأن ربما يُفترضُ عليّ بأن .أتصلَ بالشريكِ بهذهِ الصفقة |
| - Az önce okul müdürü aradı. Ben. | Open Subtitles | -المُدير أتصلَ للتو |
| Bourne demin Smith'i aradı. | Open Subtitles | (بورن) أتصلَ للتو بـ (سميث) |
| Sevgilimi arayıp açıklamam gerekti. | Open Subtitles | توجبَ عليَّ أن أتصلَ بفتاتي و أشرحَ لها |
| Yemek ve depozit paralarını yatırdım fikrini değiştirdin diye iki gün kala herkesi arayıp gelmeyin diyebileceğimden emin değilim. | Open Subtitles | أنا دفعت للتو للجنةِ تقديمِ الطعام , و سجلتُ الودائع, و أنا متأكد أنّي لن أتصلَ بأحد قبل يومين... عندما تغيري رأيك. |