| Ağzınızı sıkı tutmak için bir anlaşma yaptın ve buna uyduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | سيدة ليتون لا أهتم إذا كنتي كتبتي ذلك عملتي أتفاق لتبقي صامته |
| Ne yapacağını duymak istemiyorum. anlaşma yaptık. Uyacağım. | Open Subtitles | لا أريد سماع ما سيفعله لقد عقدنا أتفاق و سألتزم به |
| Salı günü öğleden sonra, onlarla bir anlaşma yaptık. | Open Subtitles | بحلول ظهيرة يوم الثلاثاء عقدنا معهم أتفاق |
| Bunu anlıyorum, gerçekten ama bir anlaşmamız vardı ve sen üzerine düşeni yapmadın. | Open Subtitles | أنا أقدر هذا ، فعلا لكن بيننا أتفاق وأنت لم تنفذ قسطك منه |
| Biliyor musun Ben, Anlaştık anlaşmasına ama... keşke anlaşmadan önce arkadaşlarını görseymişim. | Open Subtitles | أنت تعرف، بن لقد عقدنا أتفاق ولكن نتمنى أن نتعرف على أصدقائك قبل ذلك |
| O sitelerin gizlilik anlaşması var, söyleyemem. | Open Subtitles | هناك أتفاق للسرية مع هذه المواقع لن أخبرك بشئ |
| Mazeretlerin umurumda değil. Bir anlaşma yaptık ve sen buna uymadın. | Open Subtitles | أنا لا أهتم بالأعذار كان بيننا أتفاق و أنت خالفته |
| Dükkan sahiplerine saygımla birlikte, bu senetler olmadan, anlaşma yok. | Open Subtitles | مع كل الأحترام لأصحاب المحلات، بدون العقود لا يوجد أتفاق علي الأراضي |
| Özür dilerim... bir anlaşma yaptık ve neredeyse... | Open Subtitles | .. آسفة لأننا قد عقدنا أتفاق .. و قد كدت أن |
| Soyadına karşılık bir anlaşma alabilir miyim? | Open Subtitles | أنظروا، مازال بأمكاني عقد أتفاق على كنيته، اليس كذلك ؟ |
| Bir anlaşma yapmayı düşünüyorsanız, ondan iyisini bulamazsınız. | Open Subtitles | أذا كٌنتَ تريد عقد أتفاق لا يمكنُكَ أيجاد شخص أفضل منه |
| anlaşma yok dedin. | Open Subtitles | قلتي لم يكن هناك اتفاق علي قلت لا يوجد أتفاق |
| Birbirimize yalan söylemeyeceğimize dair anlaşma yapmıştık. | Open Subtitles | عقدنا أتفاق أننا لن نكذب على بعضنا أبداً |
| İki yetişkin insan ortak bir iş için anlaşma yapıyorlar. | Open Subtitles | أنها أتفاق بين بالغين يدخلون في صفقة عمل |
| Sözlü anlaşma yapmıştık. | Open Subtitles | كان بيننا أتفاق شفهى و طبقاً لقانون هكتور |
| - Bir anlaşmamız vardı. - Ben de ona uydum. | Open Subtitles | كان بيننا أتفاق - و لا زلتُ محافظاً عليهِ - |
| İçmezsen burada öyle kalabilirsin diye bir anlaşmamız vardı. | Open Subtitles | كان بيننا أتفاق يمكنك البقاء هنا أذا لم تشرب. |
| Vocal Adrenaline'nin berbat performans sergileyeceğine dair anlaşmamız vardı ve siz bu anlaşmayı bozdunuz. | Open Subtitles | لقد كان بيننا أتفاق بأنك ستجعل الفوكال أدرنالين يتساهلون معنا في المسابقة لكنك أخلفت بالأتفاق |
| Sorunumuzun vampirler olduğunda Anlaştık. | Open Subtitles | حسنا.. نحن على أتفاق فى أننا نتعامل مع مصاصى دماء ماذا نعلم عن مصاصى الدماء ؟ |
| Londra'ya gidip albüm anlaşması sağla. | Open Subtitles | فقط أذهب إلى لندن، و أحصل على أتفاق تسجيل. |
| Dostum, belki de fiyatlar konusunda bir anlaşmaya varabiliriz. | Open Subtitles | ربما يمكننا التوصل إلى أتفاق يا رجلي الطيّب بخصوص السعر |
| Nasıl bir sözleşme yaptın bilmiyorum ama dikkatli ol. | Open Subtitles | أنا لا أعلم أي أتفاق عقدته ولكن توخى الحذر |
| Söz anlaşmadır. | Open Subtitles | الأتفاق أتفاق |