| Şu an durumu iyi ama hâlâ istasyondaki bakteri düzeyini kontrol ediyorum. | Open Subtitles | هي بخير الآن, و لكنني لا زلتُ أتفحص نمو البكتيريا في المحطة |
| Al şunu, telefon kulübesini kontrol etmem gerekiyor. | Open Subtitles | امسكى .. يجب أن أذهب كى أتفحص كابينة الهاتف العمومى |
| Gitmeden önce bir kaç şeyi kontrol etmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط أن أتفحص بضعة أشياء قبل أن أمضي |
| Çünkü gerçek şu ki hastalığa yakalandığımda yeni nokta oluşunca aynaya bakıyordum neler olduğunu çözmeye çalışıyordum. | TED | لأنه في الحقيقة عندما أصابني هذا المرض، كنت أتفحص كل بقعة جديدة في المرآة محاولًا فهم ما يحدث. |
| Yatak odasına bakayım. Bir ajanda falan bulabilecek miyim? | Open Subtitles | سوف أتفحص غرف النوم لأرى إذا وجدت دفتر العناوين |
| İkinciye kontrol ediyorum, şuanda, aslına bakarsan. | Open Subtitles | أنا أتفحص ذلك للمرة الثانية الآن في الواقع |
| Dr. Brennan benim ırsi, genetik bozuklukları kontrol etmemi söyledi sadece anneden çocuğa geçen bozuklukları. | Open Subtitles | طلبت مني الطبيبة برينان أن أتفحص العيوب الوراثية و التي تنتقل دائماً من الأم إلى الابن |
| Orayı kontrol etmek istememiştim, ama yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | أنا لم أكن أريد أن أتفحص ذلك المكان ولكنني كنت مظطرا لفعل ذلك |
| Böbreklerim hâlâ yerinde mi diye kontrol ediyorum. | Open Subtitles | أتفحص نفسى لأتأكد أن لدى الكليتان الخاصين بى |
| Diken falan mı var diye kontrol ediyorum. | Open Subtitles | كنت أتفحص الأريكة لأرى ما إذا كان هناك شوك منتشر عليها |
| Ama kontrol edeceğim, eğer hiç birşey yoksa, belki hayatımı geri alabilirim. | Open Subtitles | لكن عندما أتفحص الأمر إذا لم يكن شيئا هاما ربما يمكنني إستعادة حياتي |
| Ahbap, bu mesajları aldığını biliyorum çünkü sesli mesajlarını nasıl kontrol edeceğimi biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أن الرسائل وصلتك لأنني أعرف كيف أتفحص الرسائل الصوتية لديك |
| Kiliseye katılma bahanesi altında hepsinin düşüncelerini kontrol edebilirim. | Open Subtitles | سوف أتظاهر بأني سوف أشترك بالكنيسة و أتفحص كل أفكارهم |
| Dinleyin, yüzüğe bakıyordum ve biraz garip göründü bana. | Open Subtitles | إسمعوا, كنت أتفحص الخاتم و بدا و كأنه غريب بعض الشيء |
| Geç kalmış mıyım diye bakıyordum, kalmamışım. | Open Subtitles | كنت أتفحص لأتأكد أنى فى الموعد ، وأنا كذلك |
| -Phil'in mesajıma yanıt verip vermediğine bakıyordum. | Open Subtitles | أه فقط , أتفحص لو أن فيل عاود الرد علي رسالتي |
| Biraz ortalığı yoklayacağım ve neler olduğunu anlayabilecek miyim bakayım. | Open Subtitles | سوف أتفحص في الخارج قليلاً وأرى اذا كنت لا أستطيع أن أفهم ماذا يجري |
| Sözleri hayatım hakkında daha önce düşünmediğim şeyleri gözden geçirmemi sağladı. | TED | لقد جعلتني أتفحص الأشياء الموجودة بحياتي التي لم آخذها بعين الأعتبار. |
| Evet. Yine de bir bakacağım. | Open Subtitles | أوه حسناً ، سوف أتفحص الأمر في كل الأحوال |
| Shawn Oakby's laboratuarını inceliyordum ve kayda değer miktarda dimenhydrinate buldum. | Open Subtitles | لقد كنت أتفحص اختبارات شون أوكبى ولقد وجدت جرعات كبيرة من هيدرينات. |
| Selam genç kadın. Elini sıkardım ama şimdi şişeleri inceliyorum. | Open Subtitles | أود أن أصافح يديك, و لكني أتفحص هذه القوارير |
| Onu alıp içeride bir kaç detayına bakmam gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن اُخُذها و أتفحص بعض التفاصيل |
| Ben de bir binayı yıkarken planları gözden geçirirken, yapıyı incelerken taslaklar çizerken ve patlayıcıları yerleştirirken aynısını düşünüyorum. | Open Subtitles | هذا ما أشعر به عندما أهدم مبنى أدرس الخرائط والمخطوطات ، أتفحص البنية أرسم خطط الهدم ، ازرع الذخائر |