| Endişenizi Anlıyorum, ama inanın, o sadece bir kerelik birşeydi. | Open Subtitles | أتفّهم موقفكِ، ولكن أؤكد لكِ أنها كانت مرة واحدة فقط |
| İşin doğrusu bu tulumlardan artık gına geldi, ama ne kadar gayret ettiğini Anlıyorum. | Open Subtitles | أتعلمين، انتهيتُ من الثياب الفضفاضة، ولكنّي أتفّهم هذا الإختيار. |
| Gerginsiniz, Anlıyorum. Biz de böyleydik. | Open Subtitles | أنتم متوتّرون، أتفّهم مررنا جميعًا بنفس توتّركم |
| - Tamamdır. Anlıyorum. Kurt işleri. | Open Subtitles | أجل، لا عليك، أتفّهم الأمر، شؤون المذؤوبين، سأستحمّ. |
| Senin için hoş olmadığını Anlıyorum. | Open Subtitles | حسناً، أتفّهم أنّ هذا ليس مُبهجاً لك أن تغدو مأموراً؟ |
| - Alakası yok. - Hayır, Anlıyorum. | Open Subtitles | هذا ليس ما أقصده - كلا، إنني أتفّهم الأمر - |
| Durumun hassasiyetini Anlıyorum. Yalnız gideceğim. | Open Subtitles | أتفّهم مقدار حساسيّة الوضع, سأذهب لوحدي |
| Biliyorum, senden bunu yapmanı istemiyorum. Anlıyorum. | Open Subtitles | أعلم، لا أطلي منك فعل هذا أتفّهم موقفك |
| Anlıyorum. Bu yüzden geldik. | Open Subtitles | أتفّهم ذلك، وهذا سبب مجيئنا إلى هنا |
| Anlıyorum. | Open Subtitles | نعم، أتفّهم ذلك |
| Anlıyorum. Kızgınsın. | Open Subtitles | أتفّهم أنك غاضب |
| Anlıyorum, huyun bu ama lütfen, Paris'teyiz. | Open Subtitles | أتفّهم أنكِ تحبين التذمّر، ولكن بحقّك! هذه (باريس)! |
| Anlıyorum. Bir bakayım. | Open Subtitles | أتفّهم ذلك، دعني أتأكد |
| Anlıyorum. Bir bakayım. | Open Subtitles | أتفّهم ذلك، دعني أتأكد |
| Bunu kesinlikle Anlıyorum. | Open Subtitles | أتفّهم ذلكَ بكلّ تأكيدٍ. |
| - Anlıyorum. Lütfen, sadece sakin olun. | Open Subtitles | أتفّهم ذلك اهدّئي من فضلك. |
| - Kesinlikle Anlıyorum. - Açsınızdır umarım. | Open Subtitles | بالتأكيد أتفّهم |
| Ama Anlıyorum. | Open Subtitles | لكن أنا أتفّهم الأمر |
| Bayan Thompson, üzgün olmanızı Anlıyorum. | Open Subtitles | أنا أتفّهم بأنك متضايقة |
| Elizabeth, korkma. Duygularını Anlıyorum. | Open Subtitles | لا تخافي .أتفّهم مشاعركِ |