| Buraya geldim çünkü seni bir daha görmek istedim. | Open Subtitles | لقد أتيتُ إلى هنا لأنّني أردتُ رؤيتك مرّة أخرى |
| O yüzden Buraya geldim, çünkü beni bulmak istedin. | Open Subtitles | لهذا أتيتُ إلى هنا لأني أردتُكَ أن تعثرَ علي |
| Sonra bir araba beni ezmeye çalıştı. Ben de Buraya geldim. | Open Subtitles | ثمّ حاولت سيّارة ملاحقتي، لذا أتيتُ إلى هنا |
| Bugün buraya bunun için geldim. Ya o adamlardan biri görürse? | Open Subtitles | لهذا أتيتُ إلى هنا اليوم ماذا لو رأى أحدهم هذا ؟ |
| - Uzun zaman önce gelmiştim buraya. | Open Subtitles | -أذكر أنني أتيتُ إلى هنا منذ زمن |
| Sonra filmler için kostüm tasarlama amacıyla Buraya geldim. | Open Subtitles | ثم أتيتُ إلى هنا لأصممّ الملابس من أجل الأفلام. |
| Oraya gitmek zorunda değildim. Buraya geldim çünkü gelmeliydim. | Open Subtitles | لم يكن علي ذلك أتيتُ إلى هنا لأني أردت ذلك |
| O evde yalnız kalamazdım. Ben de Buraya geldim. | Open Subtitles | لم أستطع أن أكون لوحدي .في تلك الشقة لذا أتيتُ إلى هنا |
| Buraya geldim çünkü eskiden bu işler çok kolaydı amına koyayım. | Open Subtitles | أتيتُ إلى هنا لأن الأمور أعتادت أن تصبح سهلةً للغاية |
| Buraya geldim çünkü, sana bir özür borçluyum. | Open Subtitles | لقد .. لقد أتيتُ إلى هنا لأنني أدينُ لك بإعتذار، |
| Bomba atıldıktan sonra, hemen Buraya geldim ve Linda'nın nişanlısını dışarıda buldum. | Open Subtitles | لقد أتيتُ إلى هنا بعد أن سقطت القنابل و وجدت خطيب " ليندا " في الخارج |
| Buraya geldim çünkü işim bu. | Open Subtitles | أتيتُ إلى هنا لأنّ هذا هو عملي |
| Buraya geldim çünkü karnım ağrıyor. | Open Subtitles | أتيتُ إلى هنا لأن معدتي تؤلمني |
| Bu nedenle Buraya geldim. Bir yuvaya sahip olmak istedim. | Open Subtitles | لهذا أتيتُ إلى هنا أردت أن أحظى ببيت |
| Roger, bana ihtiyacın olacağını düşündüğüm için Buraya geldim. | Open Subtitles | (روجر)، لقد أتيتُ إلى هنا من أجلك لأنني ظننتُ أنك ربما تحتاج إليّ |
| Buraya geldim ve sana güvendim | Open Subtitles | أتيتُ إلى هنا و وضعتُ ثقتي بك |
| Bu gece Buraya geldim mi? | Open Subtitles | هل أتيتُ إلى هنا مسبقاً؟ |
| Doğru. O yüzden de Buraya geldim. | Open Subtitles | صحيح, لذا أتيتُ إلى هنا. |
| Bak, buraya sadece o günkü hareketlerimden dolayı pişman olduğumu söylemek için geldim. | Open Subtitles | نعم إنظر, لقد أتيتُ إلى هنا رغبةً مني لأخبركـَ أنَّني نادمٌ بحق على ما بدرَ مني من تصرفٍ مشين |
| Bunun olmamasını garanti etmek için geldim. | Open Subtitles | أتيتُ إلى هنا لأتأكّد أنّ ذلك لن يحدث |
| Red John hakkında bilgi almak için gelmiştim buraya. | Open Subtitles | لقد أتيتُ إلى هنا لأعرف آخر المُستجدّات حول (ريد جون). |