| Hayır, hayır. Bu ilk gelişim. Gezinti için geldim. | Open Subtitles | لا ، لا ، هذه أول مرة فقط أتيت من أجل الركوب |
| Buraya sadece çekimi almak için geldim ve çalışmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | أتيت من أجل الفاتورة وظللت أتكلم أثناء العمل |
| Kardeşim için geldim. | Open Subtitles | لقد أتيت من أجل أختى آسف لأن أقول لكم هذا |
| canını almaya geldim. | Open Subtitles | بأمر العشيرة، أتيت من أجل حياتك |
| Demek ultrason için geldin. | Open Subtitles | هل أتيت من أجل الأشعّة الصوتية؟ |
| Cesedi üzerinde yapılan DNA testi için gelmiştim. | Open Subtitles | أتيت من أجل المساعدة في فحص الحمض النووي للجثة. |
| Araba için geldiysen tuvaletin dibine park ettim. | Open Subtitles | إذا كُنت قد أتيت من أجل السيارة قد ركنتها في قاع المرحاض. |
| Bir özür duymak için geldim buraya. | Open Subtitles | لقد أتيت من أجل اعتذار هذا كل ما في الأمر |
| Bir özür duymak için geldim buraya. | Open Subtitles | لقد أتيت من أجل اعتذار هذا كل ما في الأمر |
| Transfer edildiğini duydum ve veda etmek için geldim. | Open Subtitles | سمعت أنه سيتم نقلكِ لذا أتيت من أجل الوداع |
| General Syndulla yardımınız için geldim. | Open Subtitles | لقد أتيت من أجل ان تساعدنى وما الذى يجعلك متيقن انك ستحصل عليها |
| Bir fatura için geldim. Geç kaldım. Gördün mü? | Open Subtitles | لقد أتيت من أجل الفاتورة و أنا متأخر هل رأيتيها؟ |
| Delphine için geldim. Hünerlerinin gerçek olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أتيت من أجل ديلفين أعرف بأن قدراتكِ حقيقيه. |
| İçki için gelmedim, su için geldim. | Open Subtitles | لقد أتيت من أجل الماء وليس الشراب |
| Şu kompliman tabakları için geldim. | Open Subtitles | أتيت من أجل تلك الأطباق المميزة |
| San Venganza'nın sözleşmesi için geldim. | Open Subtitles | لقد أتيت من أجل عقد سان فينجانزا |
| Kahve için değil, öpücük için geldim zaten. | Open Subtitles | حسنا , هذا صحيح أتيت من أجل قبلة |
| Kitap almaya geldim ama telefon numaranı alırsam buradan daha mutlu ayrılırım. | Open Subtitles | حسنٌ, لقد أتيت من أجل الكتب ...ولكن لديّ إهتمام كبير بالحصول على رقم هاتفكِ |
| - Atkımı almaya geldim. | Open Subtitles | أتيت, من أجل وشاحي |
| Buraya sadece hava için geldin değilmi Bay Nixon? | Open Subtitles | إذن فقد أتيت من أجل الطقس فقط، أليس كذلك يا سيد (نكسون)؟ |