| Keşke gelebilsem ama güvendiğim ajanlar bu gece burada değil. | Open Subtitles | أتمنى ذلك، لكن العناصر الذين أثق بهم ليسوا هنا الليلة. |
| Üzgünüm, ahbap, bu dünyada güvendiğim iki kişi var. | Open Subtitles | . أسف أيها الزعيم, لكن هناك رجلان فقط أثق بهم |
| -Çünkü onlara güvenmiyorum. | Open Subtitles | الـمـال ، في المرة الأولى – لأني لا أثق بهم – |
| onlara güvenmiyorum. Söyle onlara, gelmesinler. | Open Subtitles | أنا لا أريدهم أن يأتوا إلي هنا أنا لا أثق بهم,اجعلهم لا يأتوا إلي هنا |
| Ama sadece şu an güvenebileceğim bir tek siz olduğunuz için. | Open Subtitles | لكن ذلك فقط لأنه أنتم الأشخاص الوحيدون الذين أثق بهم الآن |
| Bu harika. Onlara Güveniyorum çünkü kendilerini bana kırılgan gösteriyorlar. | TED | هذا رائع. أنا أثق بهم لأنّهم وضعوا أنفسهم في حالة ضعف أمامي. |
| Bu da demek oluyor ki onlara güvenmem gerek. | Open Subtitles | مما يعني أني يجب ان أثق بهم |
| Sadece evlerinde buluşmayı bir kural hâline getirdim çünkü Onlara güvendiğimi belli etmek istiyorum. | TED | اتخذت قاعدة للمقابلات، أن ألتقيهم دائمًا في منازلهم. لأوحي لهم من البداية بأنني أثق بهم. |
| güvendiğim insanlar listeme baktığımda adını göremiyorum, Harold. | Open Subtitles | لقد راجعت قائمة الناس الذين أثق بهم وأنت لست ضمنهم |
| güvendiğim insanların listesini kontrol ettim ve sen o listede yoksun. | Open Subtitles | لقد راجعت قائمة الناس الذين أثق بهم وأنت لست ضمنهم |
| Sana ihtiyacımız var. Ve sen güvendiğim çok az insandan birisin. | Open Subtitles | نحن نحتاجك , وأنت واحد من القليل من الناس الذين أثق بهم |
| Sosyal hizmetliler, hukuki yardım, hatta güvendiğim polisler bile var. | Open Subtitles | ثمة موظفون اجتماعيون، وموظفو المساعدة القضائية، حتى أفراد شرطة أثق بهم |
| İmalatı kendi bölgemde yapmak istiyorum. güvendiğim kişilerle çalışmak istiyorum... | Open Subtitles | أودُ الطبخ في منطقتي أودُ استخدام أشخاص أثق بهم |
| güvendiğim kişilere not bıraktım. Herhangi bir nedenle tutuklanırsam, o silahlar Liverpool'a sevk edilecek. | Open Subtitles | قطعت عهداً مع رجالٍ أثق بهم ..أنه عندما أكون بحوزة الشرطة لأي سبب كان |
| Bu göçmenler ile yanlış giden bir şeyler var Arch. onlara güvenmiyorum. | Open Subtitles | شيء ما خاطيء في هؤلاء المهاجرين لا أثق بهم |
| onlara güvenmiyorum. Bence içeri almamalıyız. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أثق بهم لا يجب أن نسمح لهم بالدخول |
| onlara güvenmiyorum. Sanırım düşüncelerimi okumaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | لا أثق بهم هنا، أعتقد أنّهم يحاولون قراءة أفكاري. |
| Bu insanları sevmiyorum, onlara güvenmiyorum ve onların lanet paralarını istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أحب أولائك الأشخاص ولا أثق بهم وأنا لا أريد تلك النقود الملعونة |
| Ama onlara güvenmiyorum. Şimdiye dek benim için yaptıkları tek şey, beni evimden atmak oldu. | Open Subtitles | ولكن لا أثق بهم مسـاعدتهم كانت في طردي من منزلي |
| Pardon patron, burada güvenebileceğim sadece 2 kişi var | Open Subtitles | آسف ايها الزعيم, لكن هناك رجلان فقط أثق بهم |
| Hayatım boyunca güvenebileceğim insanların yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | وأريد أشخاص أستطيع أن أثق بهم طوال حياتي |
| Onlara Güveniyorum ve eğer sizde onlara güvenirseniz, arabaları birlikte satacağız. | Open Subtitles | أنا أثق بهم وإذا وثقتم بهم أنتم ايضا يمكننا سويا بيع السيارات |
| İşte bu yüzden onlara güvenmem. | Open Subtitles | ولِهذا لا أثق بهم |
| Onlara güvendiğimi söylemedim. | Open Subtitles | أنا لم أقل أني أثق بهم |
| Ve onlara, sana güvendiğimden kat kat fazlasıyla güvenirim. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال اخوتي و انا أثق بهم اكثر مما أثق بك |