| Hem polis hem de itfaiye teşkilatı görev esnasında öldüğünde hemfikir. | Open Subtitles | الشرطة و قسم الإطفاء قالا أنّه مات أثناء تأدية الواجب. |
| Hiçbir polis ölmek istemez ama sonradan görev esnasında olunca departmanın güzel şeyler yapacağını bilirler. | Open Subtitles | لا يريد أي شرطي أن يموت, لكنهم يعلمون أنه إن حصل ذلك أثناء تأدية الواجب, القسم سيفعل الصواب معهم. |
| Hiçbir polis ölmek istemez ama sonradan görev esnasında olunca departmanın güzel şeyler yapacağını bilirler. | Open Subtitles | لا يريد أي شرطي أن يموت, لكنهم يعلمون أنه إن حصل ذلك أثناء تأدية الواجب, القسم سيفعل الصواب معهم. |
| Lamba, görev sırasında yaralandığı için savaş madalyasıyla ödüllendirildi. | Open Subtitles | المصباح كوفئ بقلب بنفسجي. لأنْه مجروح أثناء تأدية الواجب. |
| Ama bir uzvumu görev sırasında kaybettim. | Open Subtitles | لكني فقدت جزء أثناء تأدية الواجب |
| - Evet efendim fakat... - Onlara oğullarının çatışmada öldüğünü söyle. | Open Subtitles | أخبرهما بأنه مات أثناء تأدية الواجب, إنه شجاع, ذلك كل مايريدان أن يعلماه |
| - Onlara oğullarının çatışmada öldüğünü söyle. - O bir kahraman. | Open Subtitles | أخبرهما بأنه مات أثناء تأدية الواجب, إنه شجاع, ذلك كل مايريدان أن يعلماه |
| Özellikle, görev esnasında trajik bir şekilde hayatını kaybeden Dedektif Çavuş Terry Hicock ve iş ortağı Dedektif Müfettiş Alice Frampton Kraliyet Cesaret Madalyası almaya layık görülmüşlerdir. | Open Subtitles | وعلى وجه الخصوص المحقق"تيرى هيكوك" والذى وبصوة مأساوية فقد حياته أثناء تأدية الواجب تم إختياره ليُقلد بميدالية الملكة للشجاعة |
| görev sırasında öldü. Ve bu, bu Jai. | Open Subtitles | قضى نحبه أثناء تأدية الواجب وهذا.. |
| görev sırasında öldürüldü. | Open Subtitles | لقد قُتلت أثناء تأدية الواجب. |