| Elinde bir otobüs dolusu çocuk var. Bunu riske atamam. | Open Subtitles | لقد اختطف حافلة محملة بالأطفال، ولن أجازف بحياتهم |
| Ben riske atamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أجازف ، أنا على وشك ان أترقى |
| Yani ben kendimi riske atip, seninle ayni hucreyi mi paylasayim? | Open Subtitles | إذاً من المفترض أن أجازف بسلامتي أشاركك نفس الزنزانة مثلك؟ |
| Tuhaf birisini görürsen öldür onu. risk alamam. | Open Subtitles | إذا رأيت شخصاً لا تعرفه، فاقتله لا يمكننى أن أجازف أكثر |
| Daha da önemlisi neden şimdi söyleyerek her şeyi tehlikeye atıyorum? | Open Subtitles | السؤال الأكبر هو لماذا أجازف بكل شيء لإخبارك الآن؟ |
| Üzgünsün Ama şansa bırakamam senin gibi bir çocukla | Open Subtitles | لذا أنت تشعرين بالأسى حسنا، ولكن لا يمكنني أن أجازف مع طفل مثلك |
| Tamam. Bu riski tekrar göze aldığıma inanamıyorum ama varım. | Open Subtitles | حسناً ، لا أصدق أني أجازف بهذا مجدداً ولكني سأشترك |
| Dinle, sana geçmişimde olanları anlatmalıydım ama seni kaybetme riskini alamazdım. | Open Subtitles | انظري , كان علي أن أخبرك بماضي لكنني لم أستطع أن أجازف وأفقدك |
| Elinde çocuk dolusu bir otobüs varken, Şansımı deneyemem. | Open Subtitles | لقد اختطف حافلة محملة بالأطفال، ولن أجازف بحياتهم |
| Yani ben kendimi riske atıp, seninle aynı hücreyi mi paylaşayım? | Open Subtitles | إذاً من المفترض أن أجازف بسلامتي أشاركك نفس الزنزانة مثلك؟ |
| Ve kariyerimi riske atmam ya da bir heves için müşterimin kariyerini. | Open Subtitles | ،لا أجازف بمسيرتي ولا بمسيرة عملائي لأجل نزوة |
| Ancak, şunu anlamanı isterim ki, ekibi riske atacak hiç bir şey yapmayacağım. | Open Subtitles | ولكنني أريدك أن تفهم بأنني لن أجازف بأي فرد في الفريق. |
| Bir ömürlük ekonomik garantiyi kayınlarla bir kahvaltı için riske atmayacağım. | Open Subtitles | لن أجازف في التأمين المالي مدى الحياة مقابل وجبة فطور وغداء مع الأصهار |
| Ama şunu bilin ki gemilerimi ve itibarımı bu tarz saçma fantaziler için riske atmayacağım. | Open Subtitles | لكنني لن أجازف بسفني أو بسمعتي على خيال مبني على أوهام. |
| Fakat sana şunu söyleyeyim, ne teknelerimi ne de itibarımı böyle bir aldatıcı fantezi için riske atmayacağım. | Open Subtitles | لكنني لن أجازف بسفني أو بسمعتي على خيال مبني على أوهام. |
| Ne zaman büyük bir risk alsam yine beni haklı çıkarıyorsun. | Open Subtitles | عندما اشعر بأني أجازف و أنت أثبت لي بأني محقة |
| Ve ışıkları da açtığınıza emin olun, çünkü bir başka risk daha almayacağım. | Open Subtitles | وتأكد من أن تومض بالأنوار لأني لن أجازف مرة أخرى. |
| risk alacağım ve sende OKB olduğunu söyleyeceğim. Haklı mıyım Elaine? | Open Subtitles | سوف أجازف هنا بالقول أن لديك وسواس قهري صحيح ؟ |
| O ölünün götünü kurtarmak için hayatımı tehlikeye sokamam sen de sokmamalısın. | Open Subtitles | لن أجازف بحياتي لعتق تلك الجيفة، ولا يجدر بكِ أيضاً |
| Ama ne gemilerimi ne de itibarımı böylesine kaçık bir hayal uğruna tehlikeye atmayacağım. | Open Subtitles | لكنني لن أجازف بسفني أو بسمعتي على خيال مبني على أوهام. |
| Suç mahalli 12 kat yukarıda olunca işi şansa bırakmak istemiyorum. | Open Subtitles | عندما يكون مسرح الجريمة يصل إلى 12 طابق... لا أريد أن أجازف... |
| Düzenini az çok hatırlıyorum ama şansa bırakamam. | Open Subtitles | أذكر التّصميم، لكنّي لا أريد أن أجازف. |
| Henry bir tuzak kurdu diye endişeleniyordum... - ...ama bu riski almak zorundaydım. | Open Subtitles | كُنتُ قلقة من أن هنري يعُدُ فخ ، لكن كان عليّ أن أجازف. |
| Deli biri için hapse girme riskini almadığımı söyle bana. | Open Subtitles | أخبرينيبأننّيلم ... أجازف بالسجن الفيدرالي نيابة عن شخصٌمجنون. |
| Sen bu sorumluluktan çok daha değerli olduğun için bu riski göze alıyorum. | Open Subtitles | وأنا أجازف بأن تكون أنت مساعد لنا أكثر من عائق |
| Geçen sene aşkta Şansımı denedim ve bu şansı mahvettim. | Open Subtitles | كانت لدي الفرصة في الحب السنة الفائتة وأخفقت بها لن أجازف بهذه المخاطرة من جديد |