| Ben senin sorunu yanıtladım, şimdi de sen cevap ver... | Open Subtitles | انا أجبت عن سؤالك، لذلك يجب أن تجيب عن سؤالي. |
| Kim bilir o soruya sen cevap verseydin ne olurdu? | Open Subtitles | من يدري كيف سينتهي أمرنا لو أجبت على ذلك السؤال؟ |
| Sandalyenizde doğruldunuz ve soruya cevap verirken yüzünüze dokundunuz. Bunlar yalancılık işaretleridir. | Open Subtitles | انتقلتَ للكرسي وتلمس بوجهك حين أجبت عن السؤال كلاهما يدل على التضليل |
| - Muhteşem, Tanrı'ya şükür açtın. | Open Subtitles | رائع، مرحبا من الجيد أنك أجبت على الهاتف هل كل شيء بخير، تشاك؟ |
| Soruyu cevapladın, ama doğru mu söylüyorsun? | Open Subtitles | لقد أجبت على السؤال، ولكن هل تقول الحقيقة؟ |
| - Telefona bakar mısın? | Open Subtitles | هلا أجبت على الهاتف؟ |
| BG: Kitabında bir cevap var mı? | TED | برونو جيوساني: هل أجبت عن السؤال في الكتاب؟ |
| Belki de şu ana kadar bu konu üzerinde durup düşünmediniz bile, ben de düşünmezdim, ta ki 20 kelimelik fikri mülkiyet araştırmacısı olmakla alakalı üstü kapalı bir ilana cevap verene kadar. | TED | و حتى هذه اللحظة ربما لم تفكر بذلك مرتين، ولا أنا كذلك، حتى أجبت على 20 كلمة لإعلان غامض لأصبح محقق الملكية الفكرية. |
| Bu nedenle genelde kapı ziline aldırmam, ama o gün cevap veresim tuttu. | TED | لذلك ، عادة أنا اتجاهل رنين جرس الباب ، ولكن في هذا اليوم أجبت. |
| Herhangi bir soruya vereceğin cevap mahkemede aleyhinde kullanılabilir. | Open Subtitles | إذا أجبت عن أية أسئلة ، يمكن أن يُستخدم ذلك كدليل ضدك في المُحاكمة |
| Yanlış cevap Nigel. "Evet" ya da "Hayır" olabilirdi. | Open Subtitles | إجابة خاطئة يا نايجل لو أجبت بنعم أو بلا لكان أفضل و لكن ليس الاجبة بالسؤال : |
| Kuşkularını ayrıntısıyla yanıtladım ama hiçbir cevap yok. | Open Subtitles | أجبت بالتفصيل على شكوكه و لكن لم يصلني رداً منه |
| - Şükürler olsun açtın. Isabelle, benim. - Biliyorum. | Open Subtitles | الحمد لله أنك أجبت إنه أنا ايزابيل, أعلم ذلك, ماذا تريد؟ |
| Sonunda telefonu açtın. Bu çok fazla olmuyor mu? | Open Subtitles | هل أجبت أخيراً ، أليس هذا كثير ؟ |
| Hem sordun hem de cevapladın ya. Yukarıda ne yapıyorlar? | Open Subtitles | .لقد سألت السؤال و أجبت عليه مالذي يجري في الطابق العلوي؟ |
| Sen bakar mısın? | Open Subtitles | هلا أجبت عن هذا؟ |
| Sadece bir çok soruyu yanıtladım, hepsi bu. | Open Subtitles | أجبت فقط على الكثير من الأسئلة ، وهذا كل شيء. |
| Tatlım, telefona bakabilir misin? | Open Subtitles | عزيزي، هلا أجبت الهاتف؟ |
| Birkaç gün önce telefon çaldı, ben açtım. | Open Subtitles | كما تعلمون، قبل بضعة أيام، رن جرس الهاتف. أجبت عليه. |
| Lucy'i tanıyor musun dedim, hayır dedin. | Open Subtitles | سألتك إذا كنت تعرف لوسى , أجبت بالنفي |
| Sorunu, seni tatmin edecek şekilde cevapladığımı düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا على ثقة في أنني أجبت على سؤالك من أجل إرضاءك |
| Yazılı cevabın: Söz veririm. Soruyu değiştirmişti. | Open Subtitles | و أنت أجبت خطياً قائلاً، أعدكِ بذلك. |
| Seks hayatınızla ilgili bazı soruları cevaplarsanız çok memnun olurum. | Open Subtitles | سأكون ممتناً لو أجبت على بعض الأسئله المتعلقه بسيرتك الجنسيه |
| Ben de "Tabii ki, bu yeni cesur dünyaya yapabileceğim yardımı yaparım. " dedim. | Open Subtitles | لقد أجبت. سوف أفعل أي شئ للمساعدة في العالم الجديد |
| Fakat telefonu açtığımda annemden hiç beklemediğim bir tonla karşılaştım. | TED | ولكن عندما أجبت على الهاتف، سمعت نبرة لا تشبه أي شيء قد سمعته من والدتي من قبل. |
| Bütün boktan sorularını cevapladım. Eğer hiç bir s.k yapmayacaksanız, Defolun evimden. | Open Subtitles | لقد أجبت على جميع أسئلتكم إن لم تفعلوا شيئا فاخرجوا من منزلي |