| Michelle bir yetişkindi. Onu içmeye ben zorlamadım. | Open Subtitles | ميشيل كانت أمرأة ناضجة ، و بالغة، لم أجبرها على أحتساء النبيذ. |
| Bir hırsız girip, zehirli pasta yapıp ona zorla mı yedirdi? | Open Subtitles | لص إقتحم المكان، طبخ فطيرة من الزرنيخ و أجبرها على تناولها؟ |
| Ve onu seks ile serbest bırakmaya zorladı. | Open Subtitles | و أجبرها على أن تمارس الجنس معه مقابل حريتها |
| Birisi dişini çekmiş, kumaşa sarıp yutmaya zorlamış. | Open Subtitles | شخص ما قام بخلع ضرسها وغطٌاه بقماش, ثم أجبرها على ابتلاعه |
| Eğer kızım kolay yolu seçmezse, onu buna zorlamayacağım. | Open Subtitles | إن لم تود ابنتي اختيار الطريق السهلة فلن أجبرها |
| Sana Jake'in onu kendisiyle evlenmek için nasıl zorladığını anlattı mı? | Open Subtitles | هل أخبرتك عن تلك القصة عن أن جايك أجبرها على الزواج منه |
| Bu hayatı o seçti, ben zorlamadım. | Open Subtitles | لقد اختارت هذه الحياة لم أجبرها |
| Onu istemediği bir şeyi yapmaya zorlamadım. | Open Subtitles | لم أكن أجبرها على فعل شئ لم تكن تريده |
| Fakat ben anneni zorlamadım. | Open Subtitles | لكن أنا أبدا لم أجبرها |
| Askerler, kocasını işkenceyle öldürürken ona zorla seyrettirmişler. | TED | أجبرها الجنود على مشاهدة تعذيب وقتل زوجها أمامها |
| Ondan yararlanır zorla bazı şeyler yaptırır. | Open Subtitles | قد يكون حصل على شيء منها أجبرها على فعل شيء له |
| Adam onu elleri ve dizlerinin üzerinde durmaya zorladı. | Open Subtitles | لقد أجبرها على الركوع على يديها و ركبتيها |
| Sammael ondan sıkılana kadar onu kullandı, sonra da fahişelik yapmaya zorladı. | Open Subtitles | ,صموئيل)، استخدمها حتى سأم منها) ثمّ أجبرها أن تعمل كعاهرة |
| İşi bitmeden kaçmaya zorlamış olabiliriz. | Open Subtitles | نحن قد أجبرها على الفرار قبل أن تم الانتهاء. |
| Onu piyano koltuğuna oturmaya zorlamış sonra da ona "Chopsticks" çaldırmış. | Open Subtitles | و كما قلت أنه اجبرها للجلوس على البيانو و بعدها ، أتعلمون ماذا فعل؟ أجبرها لعزف الــ (تشبستيكس) |
| - Eğer hazır değilse... ..onu bir avukatla konuşmaya zorlamayacağım. | Open Subtitles | - لن أجبرها التكلم مع محامي وهي ليست مستعده |
| Ama onu bir daha hiçbir şey yapmaya zorlamayacağım. | Open Subtitles | ولكنيلن... لن أجبرها على شيء، مرة أخري أبداً. |
| Şimdiye kadar hep, Lex'in onu evlenmeye zorladığını düşünmüştüm, ama artık zorladığını düşünmüyorum. | Open Subtitles | طيلة الوقت وأنا أظن أن ليكس هو ...من أجبرها على الزواج به والآن أعتقد أنه لم يفعل |
| Modası geçmeyen "Şeytan yaptırdı" bahanesinin ardına sığınıyor. | Open Subtitles | يختبئ وراء العُذر الدائم الذي أجبرها الشيطان على فعلها |
| Kendisini Ashcroft Ormanı'na götürmesi için onu zorlamıştır | Open Subtitles | ربما أجبرها على التوجه إلى غابة "أشكروفت" |