| Bizler akıllı kızlarız, ve akıllı kızlar, hedeflerine ulaşmak için bedenlerini satmazlar. | Open Subtitles | نحُن فتيات أذكياء و الفتيات الأذكياء ليس عليّهم بيع أجسادهم ليحققوا أحلامهم |
| Bunlar patlamadan dakikalar önceki iki canlı bomba. vücut dilleri çelişkili. | Open Subtitles | هؤلاء هم كلا المُنتحرين، قبل لحظة من الإنفجار لغة أجسادهم مُتناقضة. |
| Canlarını alan uçak kazası öylesine sert, öylesine gerçekti ki cesetleri teşhis edilemedi. | Open Subtitles | تحطمت الطائرة وخطفت أرواحهم كان هذا خطيرا و بسيطا ولم يتم تمييز أجسادهم |
| Yanan erkeklerin hepsinin vücutlarında bıçak izleri varmış. | Open Subtitles | وكان جميع الضحايا من الذكور شقوق شديدة كثيرة في أجسادهم |
| Düşündük ki, vücutlarının fiziksel durumu onların uzaklık algılarını değiştirebilir. | TED | اعتقدنا أن حالة أجسادهم البدنية قد تغير كيف لاحظوا المسافة. |
| Sadece üç kişinin öldürüldüğünü ve kafalarının vücutlarından ayrı olarak bulunduğunu anlattılar. | Open Subtitles | فقط بأن هناك ثلاثة مقطوعى الرأس فى الخلاء رؤوسهم وجدت مفصولة عن أجسادهم |
| Onların cesetlerini senin cenazen için bir araya getireceğim. | Open Subtitles | .إنتظر ، رانمارو ، سأجمع أجسادهم من أجل حنازتك |
| İçimden onları yakalayıp, minik vücutları nefessiz kalana kadar sıkmak geliyor. | Open Subtitles | أحب أن أحملهم وأكتم على أنفاسهم ، حتى أطرد النفس الأخير . في أجسادهم الصغيرة |
| Onların alayını domaltıp pantolonlarını indirip ruhları bedenlerini terk edinceye dek sikmeyi öneriyorum. | Open Subtitles | أنا أقترح أن نجمعهم جميعا ننزع لهم سراويلهم ونضاجعهم حتي تغادر أرواحهم أجسادهم |
| Doğrusu, yalan söylerken üst bedenlerini dondurmaları ile bilinirler. | TED | حسنا ماذا يُعتقد، إنهم يعرفون بتجميد الجزء العلوي من أجسادهم عندما يكذبون. |
| En üst düzeyde sadece bedenlerini kullanıyorlar. | TED | أنهم يستخدمون أجسادهم و حسب لأعلى درجة أداء. |
| Ama bağışıklık sistemleri çöktüğü zaman bu aşı vücut sistemine saldırıyor. | Open Subtitles | ولكن مع خطر ضعف جهاز المناعة، اللقاح هو من يهاجم أجسادهم |
| Hareket etmeye başladılar ve öne çıktılar ve ışıklar kostümlerinde vücut buldu. | TED | حركوا أجسادهم وأقتربوا للأمام وارتدت الأضواء على هذه الأزياء |
| cesetleri tıbbi araştırma merkezlerine verildiği için yaşayanların yararına olacak gelişmeler kaydedildi. | Open Subtitles | بإمداد أجسادهم لأجل البحوث الطبية هذا لأجل منفعه الأحياء |
| cesetleri güvende. Eğer beni öldürsen, onları asla bulamazsın. | Open Subtitles | إن أجسادهم آمنة إن قتلتني لن تعثر عليهم قط |
| Dolayısıyla nehir yukarı yüzmek ve yumurtlamak için sadece vücutlarında saklı bulunan enerji vardır. | Open Subtitles | لذا الطاقة المخزّنة في أجسادهم هي كلّ ما لديهم لتمدّ الطاقة لسباحتهم ضدّ التيار ويضعون البيض |
| Kendilerini vücutlarının üstünde uçarken buluyorlar ve aşağıdaki insanlara bakıyorlarmış. | Open Subtitles | ثم تحلق أرواحهم حول أجسادهم وتنظر إلى الناس في الأسفل |
| Çinliler eskiden insanları vücutlarından küçük et parçaları keserek idam ederlerdi. | Open Subtitles | يستخدم الصينيون طريقة لإعدام الناس ألا وهي قطع قطع صغيرة من لحم أجسادهم |
| "Sonra da cesetlerini yere yatırıp yanlarına uzanacağım." | Open Subtitles | ثم أضع أجسادهم بجوار بعضها وأرقد إلى جوارهم |
| Ama onları bu kadar dayanıklı yapan sadece vücutları değil. | Open Subtitles | ليست فقط أجسادهم هي ما جعل هؤلاء القوم أشداء |
| İnsanları anestetik veriyor ve ardından bedenlerinin kan dolaşımını durduruyor. | Open Subtitles | اذا فهي تقوم بتخديرهم ثم تضع أجسادهم في حالة ركود |
| Adamlarım Sırplar'ı mermi yağmuruna tutacak, mermiler onlara isabet edecek, onlar da ölecek. | Open Subtitles | الخطة أن رجال سيطلقون وابلا من الرصاص على الصرب. سيخترق الرصاص أجسادهم ويقتلهم. |
| Amerikalılar bıçaklarıyla kurşunları bedenlerden çıkarttılar. | Open Subtitles | استخدم الأمريكان السكاكين لإخراج الرصاصات من أجسادهم. |
| Ama onları cesetlerinden merdiven yaparken gördüm. | Open Subtitles | ولكنني رأيتهم يصنعون سلم من أجسادهم |
| Çünkü ilacı işleme biçimleri, tıpkı vücutları gibi, hızla değişir. | TED | هذا بسبب تغير طريقتهم في التعامل مع الدواء، كما أجسادهم. |
| arkadaşlarımı çağırıp onların vücutlarını boyadım, sonrada resmimin önünde dansetmelerini sağladım. | TED | اتصلت بأصدقائي، أخذت أرسم على أجسادهم. وطلبت منهم الرقص أمام اللوحة. |
| Tech kablosuz çalışıyor; insanlar sağda solda bedenleri çalıyor hâlâ. | Open Subtitles | الألكترونيات أصبحت من دون نطاق الناس أصبحت تُسرق أجسادهم في كل مكان |