| Burada, meyveler, sebzeler ve size gerekli olabilecek diğer şeyler var. | Open Subtitles | يوجد فواكة و خضار و أشياء أخرى من أجلكم يا رفاق |
| Aslında, size gösteri yapmaktan ölüyor. | Open Subtitles | في الواقع، إنه يموت ليظهر في الحلقة من أجلكم. |
| size uzayın uçşuz bucaksız derinliklerinde... | Open Subtitles | و لدينا عرضا رائعا من أجلكم الليلة سوف نريكم |
| dedim. Doğru: her şeyi kendi hâline bırakan Doğa Ana Senin için ilginç ve yararlı bir yol açmayacak. | TED | وهذا صحيح: إذا ما تركت أمور الدنيا لوحدها، لن تقوم الطبيعة بنحت طريق مثير أو مفيد بالضرورة من أجلكم. |
| Şu tellerden geçip gittiğimde sizler için harita falan yapacak değilim. | Open Subtitles | لن أتجول حول الحواجز أرسم خرائط من أجلكم يا رفاق |
| Hayatlarını tehlikeye atıyorlar, bizim için, sizin için, ve onları hayal kırıklığına uğratamayız. | TED | فهم يضعون حياتهم على المحك من أجلنا .. من أجلكم ولايمكننا أن نخذلهم |
| Pekala, beyler. Sizin adınıza bu meseleyle ilgileneceğim. | Open Subtitles | نعم، أيها السادة، سأطلع على الأمر من أجلكم |
| O yüzden şimdi sizlere bugün için bestelediğim parçayı çalacağım. | Open Subtitles | لذا سأعزف لحن من أجلكم كتبته لهذه المناسبة |
| size bir işim var. Ama o tür bir iş değil. | Open Subtitles | لدي عمل من أجلكم لكنه ليس هذا النوع من الأعمال |
| size zarar vererek kendi kalbini de yaraladı. | Open Subtitles | لقد قاتل ليس فقط من أجلي ولكن من أجلكم أيضا |
| Biz çok eglendik ve elimizdeki herseyi size sunmaya haziriz. | Open Subtitles | لقد كان الأمر رائعاً ولدينا الكثير من أجلكم. |
| Telleri aştıktan sonra... size harita falan hazırlamıycam. | Open Subtitles | لن أتجول حول الحواجز أرسم خرائط من أجلكم يا رفاق |
| Vasiyetine göre size düşen bir miktar para vardı fakat... | Open Subtitles | وكان هناك أموال من أجلكم يا بنات في وصيته، |
| size nasıl yardımcı olabilirim? | Open Subtitles | كل شأن ما إذاً، القوم؟ أيها أجلكم من فعله يمكنني ماذا |
| Bunu size eve gelirken aldım. | Open Subtitles | لقد أخذت هذه في طريقي للمنزل من أجلكم يا رفاق |
| Çünkü, burada Senin için kıçımızı dondurmak çok hoşumuza gidiyor. | Open Subtitles | نعم , لإننا نحب أن تتجمد مؤخراتنا هنا من أجلكم |
| Cömert biri olduğumu bilirsin. Bunu Senin için yapıyorum. | Open Subtitles | .أنتم تعلمون بأنني ثري أنا أفعل هذا من أجلكم |
| Özetle sizler için çalışmaktayım, bize oy verin ya da vermeyin. | Open Subtitles | إذا أنا أعمل من أجلكم, سواءا صوتم لنا أو لا. |
| Evet, cesur küçük çoban kız, sizin için koca koyunları saklıyor. | Open Subtitles | أجل من أجلكم تحتفظ تلك الراعية الصغيرة الشجاعة بالخراف الجيدة والسمينة |
| Ve sadece bir kişi var bu yarışta adınıza savaşacak o da Senator John McCain. | Open Subtitles | وهناك شخص واحد في هذا السباق حارب من أجلكم وهو السيناتور جون ماكين |
| Herkese merhaba, bu gece sizlere gerçekten bir ikramda bulunacağım. | Open Subtitles | مرحباً, جميعاً. لدي مُعالجة مِن أجلكم الليلة |
| Ben, Wong Fai-hong, Burada hepiniz adına duruyorum | Open Subtitles | أنا ، ونج فاي هونج يجب أن أقف من أجلكم جميعاً |
| Gerillalara şu mesajı verdik: "Gel, ormanı bırak. sana da yer ayırdık." | TED | وما فعلناه هو أننا قلنا للمغاوير، "تعالوا، اخرجوا من الغابة. نحتفظ بمكان من أجلكم." |
| Fakat endişelenmeyin. "NAM DEE" taşınma köyü sizleri bekliyor. | Open Subtitles | ولكن لا تقلقوا, (نام دي) يقوم بكل هذا من أجلكم. |