| Haydi seni odana geri götüreyim de Akşam yemeği için hazırlan. | Open Subtitles | الأن دعيني أعيدك لغرفتك حتى يمكنكِ أرتداء ملابسك من أجل العشاء |
| Buradaki heyecan verici tek şey, Jessie'nin Akşam yemeği için tavuk boğazlaması. | Open Subtitles | التسلية الوحيدة هنا هي رؤية جيسي تذبح دجاجة من أجل العشاء |
| Belki de insanlara Akşam yemeği için alış veriş vakti geldi demek istiyordur. | Open Subtitles | ربما أنها تخبر الناس أنه الوقت المناسب للذهاب للتسوق من أجل العشاء. |
| yemek için elini yüzünü yıkama vakti. | Open Subtitles | أعتقد أنه حان الوقت لكى تغتسل من أجل العشاء ؟ |
| Çocuklar, Kaptan Sham'i eve götüreceğim. Burada kalın ve Puttaneska'sız bir yemek için alışveriş yapın. | Open Subtitles | يا أطفال سوف أصطحب شام للبيت وأنتم إبقوا هنا للتبضع من أجل العشاء |
| akşam yemeğine geliyorsa, bu güzel bir şeydir, öyle değil mi? | Open Subtitles | اذا كان حضر من أجل العشاء فهذا شيء جيد اليس كذلك ؟ |
| Dinleyin, merak ediyordum da bir ara dışarı çıkmak ister misiniz, belki bir yemeğe. | Open Subtitles | أصغِ، كنت أتسائل ما إذا كنتِ تودين الخروج في وقت ما، من أجل العشاء ربما |
| Ekselans, yemekte hangi takımı giyeceksiniz? | Open Subtitles | فخامتك، أية ملابس سترتدي من أجل العشاء ؟ |
| - Çantamda sandviçler var. - Akşam yemeğinde evde ol. | Open Subtitles | ــ أخذت بعض الشطائر في حقيبتي ــ كن في البيت من أجل العشاء |
| Çünkü Akşam yemeği için gerçekten özel bir şeyler hazırlayacağım. | Open Subtitles | لأنّني سأصنع شيئاً خاصّ جداً من أجل العشاء |
| S*ktir et turtayı, seni yaşlı canavar! Akşam yemeği için buradayız. | Open Subtitles | تبأ للشطيره,نطمع فى المزيد نحن هنا من أجل العشاء |
| S*ktir et turtayı, seni yaşlı canavar! Akşam yemeği için buradayız. | Open Subtitles | تبأ للشطيره,نطمع فى المزيد نحن هنا من أجل العشاء |
| Anlaşılan biri Akşam yemeği için evine geldi. Bu şekilde koşamayız. | Open Subtitles | يبدو أنّ أحدهم عاد للبيت من أجل العشاء لن نخرج أبدا من هنا |
| Bilirsin, sadece Akşam yemeği için düzgün giyinelim istedim. | Open Subtitles | أنا فكرت فحسب ، أنّهُ يُمكننا إرتداء هذة الأزياء مِن أجل العشاء اليوم. |
| Akşam yemeği için eve kaçta geleceğini sordu. | Open Subtitles | لقد كان يريد أن يعرف متى ستعود للمنزل من أجل العشاء. |
| Sadece annem, Akşam yemeği için evde olup olmayacağımı merak ediyor. | Open Subtitles | تتسائل عن موعد عودتي إلى البيت من أجل العشاء |
| 200 Avro yemek için, 400 Avro ise gece için. | Open Subtitles | ا 200 يورو من أجل العشاء و 400 من أجل الليلة |
| Çocuklar, hadi yemek için ellerinizi yıkayın. | Open Subtitles | يا أطفال. حان وقت الإغتسال من أجل العشاء. |
| Seni ilgilendirmez ama yemek yemek için giyinilen bir yer olan sevgilimin evine gidiyorum. | Open Subtitles | ليس وكأن الأمر يخصك لكنني ذاهبة إلى منزل خليلي حيث يتهندمون من أجل العشاء |
| akşam yemeğine, bahçemizden topladığım sebzeleri pişiriyorum. | Open Subtitles | ومن أجل العشاء أخلط بعض الخضروات من حديقتي |
| Armand ve diğerlerini bizim eve akşam yemeğine davet etsene. | Open Subtitles | أيمكنكِ أن تدعو أرمند و الجميع لمنزلنا من أجل العشاء ؟ |
| Gördüm aslında. Geçen gece yemeğe geldi. | Open Subtitles | رئيتة في الحقيقة جاء إلي هنا من أجل العشاء الليلة الماضية |
| İçeride yemekte görüşürüz. | Open Subtitles | سأراكم لاحقاً في الداخل من أجل العشاء |
| Akşam yemeğinde evde olmam lâzım. | Open Subtitles | علي الذهاب من أجل العشاء في البيت |