| Çoğunuzun yaşamak için çalıştığı aşikâr. | TED | لا شك أن العديد منكم يعمل من أجل العيش. |
| Yani çalışamıyor ve yaşamak için sosyal güvenlik ödemelerine dayanıyordu. | TED | لذا فهو لا يستطيع العمل، ويعتمد على مدفوعات الضمان الاجتماعي من أجل العيش. |
| Aslında bunu yaşamak için yapmaya başlamıştı. | Open Subtitles | وقد أحب هذا للغاية وبدأ يفعل هذا من أجل العيش. |
| Bir ormanda yaşamak için Central Park apartmanımı bırakmadım. | Open Subtitles | أنا لن أتخلى عن بيت في المتنزه المركزي من أجل العيش في غابة |
| Kendilerinden gurur duymaları için yardım edelim, çünkü eğitimiz sistemimiz onların ailelerini, kültürlerini, toplumlarını, hayatta kalmak için öğrendikleri yetenekleri kucaklamaktadır. | TED | دعونا نساعدهم على أن يفخروا بأنفسهم لأن نظامنا التعليمي يرّحب بأسرهم وثقافاتهم، ومجتمعاتهم ومجموعة المهارات التي تعلموها من أجل العيش |
| Sizin ne yaşamak için ne iş yaptığınızla değil, sizi nasıl bir duruma soktuğuyla-- | Open Subtitles | لذا أنا أقل اهتماماً بما تفعلينه من أجل . . العيش على أن أعرف ما بكِ |
| Herkes yaşamak için para kazanmalıdır. | Open Subtitles | يجب أن يعمل الجميع بأى طريقه من أجل العيش. |
| yaşamak için sır tutmamız gerekebilir ama birbirimizden sır saklayamayız. | Open Subtitles | يجب أن نُبقى الأسرار من أجل العيش ولكن لا يمكننا فعل هذا معًا |
| Sonunda şu büyük terfiyi aldın ve yaşamak için artık gerçekten çalışman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | أخيرًا حصلت على الترقية الكبيرة والآن حقيقة أنت تعمل من أجل العيش |
| yaşamak için çalışmanın ne demek olduğu hakkında hiçbir fikrin yok. | Open Subtitles | ليست لديكَ أدنى فكرة أن تعمل من أجل العيش. |
| Ve yaşamak için paraya ihtiyacın var. | Open Subtitles | كما أنكِ تحتاجين للمال من أجل العيش |
| Ve biz "Cajun"ları bilirsin. yaşamak için yemeyiz. | Open Subtitles | و هل تعلمين بأننا"الأركاديين" لا نأكل من أجل العيش |
| yaşamak için çalışarak geçirdiğim yıllara yazık. | Open Subtitles | السنوات التي اضعتها من أجل العيش |
| Bu "yaşamak için çalış" olayını sevdim gibi ben. | Open Subtitles | - Untranslated subtitle أعتقد أن فكرة "العمل من أجل العيش" بدأت تروقني. |
| yaşamak için dövüşüyoruz. | Open Subtitles | أننا نحارب من أجل العيش. |
| Çünkü yaşamak için yaptığı şey bu. | Open Subtitles | إنها تفعل ذلك من أجل العيش |
| Sen ve John, yaşamak için bulmaca çözüyorsunuz. | Open Subtitles | أنت و (جون) تقومون بحل الألغاز من أجل العيش |