| Ama bunu insanların hayatlarını ve refahlarını geliştirmek için yapıyorum. | TED | وذلك في الغالب من أجل تحسين حياة الناس ورفاهية عيشهم. |
| Katılım göstermek istediğimiz dünyayı geliştirmek için mücadeleye devam edeceğiz. | Open Subtitles | سنقاتل من أجل تحسين العالم الذي نتمني أن ننضم له |
| Şimdilerde yaşamlarını geliştirmek için çocuklar üzerine araştırmalar yürütüyoruz. | TED | وتجري الآن البحوث على الأطفال من أجل تحسين حياتهم. |
| 40 yıldır unutulmuş olan Eşit Hakların Düzenlenmesi için savaşıyordum. | TED | ظللت أقاتل من أجل تحسين الحقوق المتساوية، والتي اندثرت منذ 40 عامًا. |
| Biz nükleer sanayisini düzenleyecek yolu geliştirmek için ihtiyaç duyduğumuz yeni bilimsel bilgiye sahibiz. | TED | لدينا المعرفة العلمية الحديثة التي نحن بحاجة إلى استخدامها من أجل تحسين الطريقة التي نضبط بها الطاقة النووية. |
| Toplumlarının iyiliği için çalışan ve mücadele eden sosyal ve politik liderlerin çoğu tehdit edildi ve hedef yapıldı. | TED | أغلب القادة السياسيين والاجتماعيين ممن يعانون ويعملون من أجل تحسين مجتمعاتهم تلقوا تهديدات واستُهدفوا. |
| - Ben onu demek istemedim. Notunu düzeltmek için çalışacak. | Open Subtitles | هذا ليس ما عنيته يجب أن يعمل من أجل تحسين درجاته |
| Okumamı iyileştirmek için buradayım ki diplomamı alabileyim. | Open Subtitles | و أنا هنا من أجل تحسين قراءتي وكذلك للحصول على دبلوم التعليم العام |
| Okumamı iyileştirmek için buradayım ki diplomamı alabileyim. | Open Subtitles | و أنا هنا من أجل تحسين قراءتي وكذلك للحصول على دبلوم التعليم العام |
| Beş gün sonra, gücünü ve hareket kabiliyetini geliştirmek için spor salonunda ve havuzda bol bol çalıştık. | Open Subtitles | اشتغلنا كثيرا بعدها بخمسة أيام في صالة الألعاب و في المسبح و ذلك من أجل تحسين قوته و حركيته |
| Kendine dönüp "toplumun yararı için ne yapıyorum" diye sor önce. | Open Subtitles | يجب عليك قضاء بعض الوقت لتراجع شخصيتك ماذا فعلتم من أجل تحسين المجتمع؟ |
| Seviyemi yükseltmek için vücudumu sattığımı söylediler. | Open Subtitles | البعض قال أن هذا من أجل تحسين وضعي الإجتماعي |
| Katılmak istediğimiz dünyanın gelişmesi için savaşacağız. | Open Subtitles | سنقاتل من أجل تحسين العالم الذي نتمني أن ننضم له |
| Onun için seni kullandığımı düşünemezsin. | Open Subtitles | لاتظن ابدًا أنني استغليتك من أجل تحسين سجله الوظيفي. |
| Daha iyi ses kalitesi için hoparlörlerinde elmas var. | Open Subtitles | والسمَّاعاتُ تحوي ألماساً مِن أجل تحسين جودة الصوت |
| NT: Yaptığım her şey insanlık adınaydı. Zengin kesimin hiddetinden aşağılanmayacak fakir kesime , zekanın, bilimin ve sanatın ürünlerinin topluma hayatın daha güzelleştirilmesi adına hizmet ettiği bir dünya için. | TED | نيكولا تيسلا: كل ما قمت به، قمت به من أجل الإنسانية، من أجل عالم لا يتعرض فيه الفقراء للذل بسبب عنف الأغنياء، عالم تكون فيه منتجات الفكر والعلم والفن في خدمة المجتمع من أجل تحسين و إصلاح الحياة. |
| Annem, mektubunda yardım için gelmemi istiyordu. | Open Subtitles | .... جيد على كل الأحوال, لذلك عندما كتبت لي أمي في المرة الأخيرة قالت بأنهم بحاجة للمساعدة من أجل تحسين المكان |
| Gelişmiş hayvan besiciliğinde de inekleri ve koyunları rahat ettirmek için aynı teknikleri kullanıyorlar. | Open Subtitles | و ذلك من أجل تحسين خبرة الزبائن - إنهم يستخدمون نفس التقنيات - المستخدمة بتطوير التربية الحيوانية |
| Hunter Bell'i ben öldürdüm bu şehri daha iyi bir yer haline getirmek için. | Open Subtitles | لقد قتلت "هانتر بيل" لما إعتقدته أنه من أجل تحسين المدينة. |
| ...bu gemide şanlı imparatorluğumuzun gelişmesi için görevlerini şeref ve namusla yapabilmek için görev aldılar. | Open Subtitles | أبحروا على متن السفية" "لأداء واجبهم "بشرفٍ ونزاهة" "من أجل تحسين إمبراطوريتنا المجيدة" |