| Ve sonra yaşamımdaki en güzel şeyi gördüm. | Open Subtitles | وهناك رأيت يا الهى أجمل شئ وقعت عليه عيناى |
| Bütün günümü yemcilik oynayarak geçireceksem gördüğüm en güzel şeyi bana alırsın sanırım. | Open Subtitles | أتدري , سأقضي الظهيرة ألعب دور المغرية أعتقد أنه عليك أن تشتري لي أجمل شئ أراه هناك |
| Aşıkların s*kişmesi bu dünyadaki en güzel şey. | Open Subtitles | شخصان مغرمان، يتضاجعان. هذا هو أجمل شئ في الكون |
| Şimdiye kadar gördüğün en güzel şey değil mi bu? | Open Subtitles | أليس هذا أجمل شئ رأيته ، علي الاطلاق؟ |
| Şimdiye dek gördüğün en tatlı şey değil mi? | Open Subtitles | أليست أجمل شئ رأيته في حياتك |
| Tanrım yaşamımdaki en güzel şeydi. | Open Subtitles | وهناك رأيت يا الهى أجمل شئ وقعت عليه عيناى |
| "Sanırım sen, hayatımda gördüğüm en güzel şeysin." | Open Subtitles | وقال:" اننى اعتقد انك أجمل شئ قد رأته عيناى " |
| Sen hayatımda sahip olduğum en güzel şeyi kirlettin. | Open Subtitles | لقد أفسدت أجمل شئ فى حياتى |
| Bin yıldır gördüğüm en güzel şey açık ara sensin. | Open Subtitles | أنتِ ببساطة أجمل شئ رأيته منذ ألف سنة. |
| Bin yıldır gördüğüm en güzel şey açık ara sensin. | Open Subtitles | أنتِ ببساطة أجمل شئ رأيته منذ ألف سنة. |
| Dünyadaki en güzel şey bu. | Open Subtitles | إنه أجمل شئ في العالم كله |
| Bu hayatımda gördüğüm en tatlı şey! | Open Subtitles | ذلك أجمل شئ رأيته |
| Michael, bunu görmelisin. Hayatımda gördüğüm en tatlı şey. | Open Subtitles | (مايكل)، عليك رؤية هذا كما لو أنه أجمل شئ على الإطلاق |
| Seni tanımak başıma gelen en güzel şeydi! | Open Subtitles | معرفتُكِ كانت أجمل شئ حدث في حياتي |
| Gördüğüm en güzel şeydi. | Open Subtitles | كان أجمل شئ رأيتة فى حياتى |
| Ah, Lucy, sen bu dünyadaki en güzel şeysin. | Open Subtitles | إذا لم تكونى أجمل شئ فى هذه الدنيا |
| Aman Tanrım, gördüğüm en güzel şeysin. | Open Subtitles | يا إلهي ، أنتِ أجمل شئ رأيته في حياتي |