| Tüylü kanatları hasara karşı daha dayanıklıdır pterosaurun deri yapılı zarına nazaran, özellikle de dal ve çalı çırpı arasında. | Open Subtitles | لكن أجنحتها ذات الريش أكثر قدرة على مقاومة الأضرار من الأغشية الجلدية للديناصورات الطائرة لا سيما , بين الغصون والأشجار |
| kanatları, Amerikan parasının basımında boya olarak kullanılıyor. | Open Subtitles | تستعمل أجنحتها للصباغة في عملية طباعة العملة الأمريكية. |
| Daha önce saydam olan kanatları artık maviyi andıran güzel bir renkte ve karın bölgelerinin sonundaki zarif iplikler öncekilerden daha uzun. | Open Subtitles | أجنحتها التي كانت شفافة أصبح الأن لها لون أزرق خفيف والخيوط الجميلة الموجودة في مؤخرة بطونها أصبحت الأن أطول من السابق. |
| Yerden bir metre kadar yüksekte, şimşek gibi, kanat sesleri bile duyulmuyordu. | Open Subtitles | على بُعد حوالي ياردة من الأرض,كانت كالبرق, رأسها ثابتة,ولا تسمع صوت أجنحتها. |
| Akbabalar gökyüzünde daire çizer çünkü kanat çırpıp uçmak için fazla büyüktürler, o yüzden süzülürler. | TED | النسور تحلق في الهواء بشكل دوائر وذلك لإن ضخامتها تمنعها من رفرفة أجنحتها والطيران، لذا فإنها تحلق. |
| Kanatlarından yayılan gaz saate 965 bin km hızla ölen bir yıldızın kalbinden çıkıyor. | Open Subtitles | أجنحتها مراجل تغلي بالغازات تقذف بسرعة 600,000 ميل بالساعة من النجم الميت في قلبها |
| Aynı kanatlarının çıkmasını bekleyen küçük kurtçuklar gibi. | Open Subtitles | يتدلى منه كالديدان تنتظر بروز أجنحتها |
| Bir zamanlar Neftis'i sevmiştim. Ve kanatlarını aldım. | Open Subtitles | أحببتُ ممفيس مِن قبل وسلبتُ منها أجنحتها |
| kanatları, o minik tombul bedenini yerden havalandıramayacak kadar küçüktür. | Open Subtitles | أجنحتها صغيرة جداً لكي ترفع الجسد السمين عن الأرض |
| kanatları, o minik tombul bedenini yerden havalandıramayacak kadar küçüktür. | Open Subtitles | أجنحتها صغيرة جداً على رفع جسدها السمين الصغير من على الأرض |
| O kendini, civcivlerini kanatları altına almış bir tavuğa benzetirdi. | Open Subtitles | لقد قارن نفسه بدجاجة أم تجمع فراخها تحت أجنحتها |
| Ama bazen iyi bir baba kızını serbest bırakır ki, kanatları açılsın. | Open Subtitles | لكن أحياناً الأب الصالح مُضطر لتحرير ابنته، لتبرعم أجنحتها أخيراً |
| Tüm insanlar ve kopmuş kanatları ile tüm melekler bana itaat ederler ya da yanarlar. | Open Subtitles | وكل البشر وكل الملائكة مع قص أجنحتها سوف يكونون لي أو يحترقون |
| Bazılarımız bizi kanatları ile koruması için melekleri çağırır. | Open Subtitles | بعضنا يدعوّا ملائكة لتفرّد أجنحتها وتحمينا |
| Gelip benimle kanat çırpmasında bir sakınca yok. | Open Subtitles | حسناً ، كنت أرحب بمجيئها و رفرفت أجنحتها معـيّ |
| Çoğu tür devasa. Çoğunun kanat açıklıklığı 6 metre ya da daha fazla. | Open Subtitles | العديد من أصنافها كانت ضخمة حيث طول أجنحتها 6 أمتار وأكثر |
| kanat açılığı yaklaşık 1 metredir. | Open Subtitles | يبلغ طول أجنحتها حوالي المتر وهي منبسطة. |
| Pek çok kınkanatlı gibi, uğur böcekleri de kanat kapakçıklarını kaldırır ve uçuşları süresince onları arka Kanatlarından uzak tutar. | Open Subtitles | (خُنفُسَاءُ أبو العيد), مثل كثير من (الخنافس), ترفع أغطية أجنحتها وتبقيهم مرفوعين لتظهر جناحيها الخلفيينطوالمدةالطيران. |
| Kanatlarından ateş çıkıyordu. | Open Subtitles | و تطلق النيران من أجنحتها |
| Baksana, nasılda havayı çok az bir çabayla kanatlarının üzerinden- | Open Subtitles | انظر كيف تعمل أجنحتها بدون جهد الرياح |