| Üzgünüm Agnes, ama seninle evlenemem. | Open Subtitles | أنا آسف, أجنيس لكن لا أستطيع أن لأتزوجكِ |
| Agnes'in tatlı çayını hala denememiş olmana inanamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيعُ التصديق بأنّك مكثت مدة طويلة بدون تذَوق شاي أجنيس الحلوّ انه مشبك جنوبي |
| Çünkü bu akşam babam ve Agnes ile birlikte gideceğiz. | Open Subtitles | من مقعدك الخلفي لأننا الليلة سنخرج في موعد مزدوج مع أجنيس ووالدي |
| Bu ne güzel sürpriz. Seni de gördüğüme sevindim Agnes. | Open Subtitles | حَسناً، هذه مفاجأة من الجيد رؤيتك ، أيضاً، أجنيس |
| Kız kardeşim Agnese, evli değil ve aileye bağımlı durumda. | Open Subtitles | أختي أجنيس , عانسة |
| Agnes'i erkenden evine bıraktım ve özür diledim. | Open Subtitles | انظري انظري، أنا أنا أَخذت أجنيس للبيت مبكراً وإعتذرت |
| Agnes çok hoş bir bayan ama o senin annen değil. | Open Subtitles | أَعْني، أجنيس - انها إمرأة لطيفة جداً، لكن هي لَيست والدتك |
| Agnes birkaç düğün pastası örneği pişiriyor. | Open Subtitles | إذاً أجنيس تخبز من اجلنا عينات من كعكات الزفاف |
| St. Agnes Katolik Erkek Lisesindensin, öyle değil mi? | Open Subtitles | أنت خريج St أجنيس كُلّ الأولاد المدرسة العليا الكاثوليكية، حقّ؟ |
| Agnes bana çok güzel tarifler verdi. | Open Subtitles | أجنيس أعطتْني وَصْفاتَ رائعةَ. |
| Dünya Savaşı'nın sonunda meşhur gangster Bugsy Siegel ünlü Fransız şarkıcı Agnes LaPlouffe'u yıkık Avrupa'nın içinden çıkarıp bir yıldız yapmak için Vegas'a getirmiş. | Open Subtitles | فينهايةِالحربالعالميةالثانيةِ، BugsySiegelسَحبَ الفرنسيون العظماء chanteuse، أجنيس LaPlouffe، |
| - Merhaba. - Agnes'le birlikte selam vermek için uğradık. | Open Subtitles | أهلاً أجنيس وأنا توقفنا لتحيتك |
| Lemon, Agnes ile birlikte geleceğini söyledi. | Open Subtitles | ليمون قالت بأنك ستذهب مع أجنيس |
| Bir lanet için tedavi, Agnes bunlarla nasıl başa çıkacağını biliyordu. | Open Subtitles | لشفاء لعنة واحدة كان على (أجنيس) معرفة كيف تٌسبب لعنة أخرى |
| Agnes küçük bir kız çocuğu iken kesilmiş bir kadın yani genital organı sünnet edilmiş. | TED | (أجنيس) كانت إمرأة ختنت عندما كانت فتاه صغيرة كانت أنثى شُوهت أعضائها التناسلية |
| Agnes bu evi kurduktan sonraki yıllarda oradaki durumu değiştirmeyi başardı. | TED | وفي السنوات التي حصلت فيها (أجنيس) على الدار إستطاعت أن تغير الحال هناك |
| Agnes onu eve aldı. Ve Agnes onu sevdi. Ve Agnes o yıl ona destek oldu. | TED | وقبلت بها (أجنيس) وأحبتها ودعمتها (أجنيس) طوال السنة |
| Şerefe Agnes. Haşin gözlerininiz var. | Open Subtitles | صحتك , أجنيس ، عيونك تفيض |
| Kapıyı kapat Agnese. | Open Subtitles | أغلقي الباب، يا أجنيس |
| Agnese her zaman gelmek isterdi. | Open Subtitles | أجنيس دائما يريد أن يأتي. |
| Agyness Deyn, artık bunları giymeyi bıraktı. | Open Subtitles | (حسناً، (أجنيس دين توقفـت عــن ارتدائـهـا |
| Meşhur Rus baleti Boris Kuchko, Leningrad kuşatmasını yaşamış. | Open Subtitles | فَقدَ أجنيس حياتها الحبّ الحقيقي - أَو لذا إعتقدتْ - الباليه العظيمة Russe راقص، |