| Birbirimize cevabını bildiğimiz soruları soruyoruz zannettim de. | Open Subtitles | ظننتُ أننا نسألُ الأسئلَة التي نعرفُ أجوبتها أصلاً |
| İnsanlar genelde cevabını duymak istemedikleri soruları sormazlar. | Open Subtitles | الناس عادة لا يسألون أسئلة لا يريدون أجوبتها |
| Siz avukatlara cevabını bilmek istemediğiniz soruları sormamanızı öğrettiklerini sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدت أنكم أنتم المحامون تعلَّمْتُم ألَّا تسألوا الأسئلة التي لا تريدون سماع أجوبتها. |
| -Bilmediğin cevapları verme! -Peki lordum. | Open Subtitles | ـ أيها المساعد، لا تجب عن أسئلة لا تعرف أجوبتها ـ تماماً سيدى |
| Hâlâ zor sorular vardı, cevapları birlikte arayacaktık. | Open Subtitles | رغم ذلك لا تزال هناك أسئلة، سوف نبحث عن أجوبتها معاً. |
| Neden bana cevaplarını bildiğin sorular soruyorsun? | Open Subtitles | لماذا تطرحين علي أسئلة تعرفين أجوبتها مسبقاً؟ |
| Eğer dürüst olmamı istiyorsan, bana cevabını duymak istemediğin sorular sorma. | Open Subtitles | لو أردتي أن أكون صريحاً ، لا تسألي أسئلة لا تريدي أن تسمعي أجوبتها |
| Sadece cevabını bildiğiniz soru sormaya devam mı edeceksiniz? | Open Subtitles | هل ستقوم بطرح أسئلة أنت تعرف أجوبتها سلفاً؟ |
| cevabını bildiğim soruları sormaya başlayacağım. | Open Subtitles | سأبدأ بالأسئلة التي أعرف أجوبتها |
| Yakında cevapları alacaksınız. | Open Subtitles | ستعرف أجوبتها قريباً. |
| Sorduğunuz soruların cevaplarını biliyorum. | Open Subtitles | تلك الأسئلة التي تسألها، أعرف أجوبتها. |