| Tüm görevin senin işin senin sorumluluğun olduğunu söylemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أقول المهمة بأكملها كانت عملك و مسؤوليتك |
| Yani ne söylemeye çalışıyorum? Sizlere kıtada yeni bir dalganın olduğunu söylemeye çalışıyorum. | TED | إذاً مالذي أحاول أن أقوله؟ أنا أحاول أن أقول لكم ان هناك موجة جديدة في القارة. |
| Beni dinle, sana cuma gecesi olanlar hakkında bulduklarımı anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | مثل الصقر إسمع, أحاول أن أقول لك ما الذى اكتشفته ليلة الجمعه |
| Bak, sana hikayeyi anlatmaya çalışıyorum. Yani, dinle. | Open Subtitles | مهلا، لذلك اه نعم، كنت أحاول أن أقول يا قصة، حسنا؟ |
| En az iki haftadır sana söylemeye çalışıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول أن أقول لك لأسبوعين على الأقل |
| Aklıma bir fikir getirdiğini söylemeye çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول أن أقول أنكِ أعطيتِني فكرة |
| söylemek istediğim, eğer konumuz gerçekten sadece 2 okul arasında seçim yapmaksa burada kalırsan çok sevinirim. | Open Subtitles | ما أحاول أن أقول هو، إذا كنتَ حقّاً حائراً بين الثّانويتين، أحبّ لو تبقى هنا، |
| Söylemeye çalıştığım şu ki Japonlar daha kötü bir yer seçemezlerdi. | Open Subtitles | ... كما كنت أحاول أن أقول لك يا سيدي اليابانيين قد أختاروا أسوء مكان لايوجد قاعدة |
| Nazikçe söylemeye çalışıyorum ama çocuklarının beş para etmez tipler olmasının bir nedeni var. | Open Subtitles | أتعلم لقد كنت أحاول أن أقول هذا بطريقة حسنة و لكن حسناً يوجد سبب لكون أولادك فاشلين |
| Bilmiyorum, ben sana ne kadar özel biri olduğunu söylemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لا أعلم , فأنا أنا فقط أحاول أن أقول لك كم أنت مميزة |
| Hayır, hilkat garibesi sana söylemeye çalışıyorum kardeşim evinin yakınında belki eve arabayla dönecek. | Open Subtitles | لا يا غريبة أحاول أن أقول لك أخي بالقرب من منزلك و على الأرجح سيمر عليك وهو في طريقه إلى المنزل |
| Son 14 yıldır, bunu polislere anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أحاول أن أقول هذا للشرطة على مدى السنوات الـ 14 الماضية |
| Bu bana dinlemek olsaydı, sana anlatmaya çalışıyorum budur. | Open Subtitles | هذا هو ما أحاول أن أقول لك ، إذا كنت تستمع لي. |
| Sadece işimin sansasyon yaratmak olmadığını anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول أن أقول فقط إن عملي لا يهدف إلى الإثارة. |
| Sadece iyi olduğunu söylemeye çalışıyordum. Her zamanki gibi. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول أن أقول أنه بخير. |
| Haftalardır söylemeye çalışıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول أن أقول لك منذ عدة أسابيع |
| Evet, hepimizin sizi evimizde ağırlamaktan mutlu olduğumuzu söylemeye çalışıyordum. | Open Subtitles | نعم، أنا كنت فقط أحاول أن أقول نحن جميعا نقدر وجود لك في منزلنا . |
| söylemek istediğim şey de bu. | Open Subtitles | وهذا هو ما كنت قد أحاول أن أقول. |
| - Bakın, söylemek istediğim... | Open Subtitles | انظر، كل ما كنت أحاول أن أقول... |
| Söylemeye çalıştığım şey sana aşık olduğum. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أقول لك , أنا أحبك. |
| Söylemeye çalıştığım, onunla gurur duymalısınız. | Open Subtitles | أحاول أن أقول , يجب أن تكونوا فخورون به |