| Sen gerçekten de beni sevdin mi? | Open Subtitles | هل أحببتي حقاً ؟ |
| Burada bizimle olmayı çok sevdin sen. | Open Subtitles | لقد أحببتي المكان هنا معنا |
| Hayatım, bir kere bana Zil Çaldı Kurtuldum'u sevdiğini söylemiştin. | Open Subtitles | عزيزتي, أخبرتيني مرة بأنكي أحببتي التوفير بواسطة بيل |
| Seni çok iyi tanımıyorum, ama performans sergilemeyi sevdiğini biliyorum. | Open Subtitles | لا أعرفك جيداً لكن أعلم بأنكِ أحببتي القيام بالعروض |
| - Philip'in etrafında olmasından hoşlanıyordun çünkü senden hoşlandığını düşünüyordun. | Open Subtitles | - أنتي فقط أحببتي - أن تجعلي فيليب حواليك لأنك ظننتي أنه معجب بك |
| Yoksa böylesi iyi böylesi anlayışlı ve çektiklerin yüzünden herkesin acıdığı biri olmak hoşuna mı gidiyordu? | Open Subtitles | أم أحببتي كونك صالحة ومتفهمه و الجميع يشفق عليكِ لتحمل الكثير؟ |
| Dün geceki havuçlu keki sevdin mi? | Open Subtitles | .... إذا أحببتي كعكة الجزر ليلة البارحة |
| Babamı hiç sevdin mi? | Open Subtitles | -هل أحببتي والدي؟ |
| Burayı sevdin mi? | Open Subtitles | أحببتي المكان؟ |
| Burayı sevdin mi? | Open Subtitles | أحببتي المكان؟ |
| Ama eğer müziği seviyorsan, ki sevdiğini biliyorum bütün şansları ona verebilmek isteyeceksin. | Open Subtitles | لكن أن أحببتي الموسّيقى وأعلم انك تفعلين. ربما ستودين أعطاء كل هذا فرصّة أخرى |
| sevdiğini sanıyordum. | Open Subtitles | {\3300CC\3cFF3300}ظننتُ بأنكِ أحببتي المدرسةُ العامة |
| - O şovu ne kadar sevdiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم كم أحببتي ذلك العرض عندما يعرض نعم |
| - Ona, ona söyle- - Portland'ı sevdiğini söyle. | Open Subtitles | ... ـ حسناً ، أخبرنه أنني "ـ أخبريه بأنكِ أحببتي البقاء في "بورتلاند |
| Archibald'ı sevdiğini biliyorum ama anlamıyorsun. | Open Subtitles | (أعرف أنكِ أحببتي (أرشيبالد ولكنكِ لا تفهمين |
| Gitmekten hoşlanıyordun, Rory orada sensiz... sen ve Rory şu sıralar geçinemiyorsunuz genelde birlikte geçirdiğiniz bir zamanı ayrı geçirdiğiniz için kötü hissediyorsun. | Open Subtitles | أنتي أحببتي الذهاب ... وروري هناك بدونك ... أنتي وروري لا تتقدمان الآن وأنتي تشعرين بالأسى لأنكِ منعزلة في الوقت الذي تشتركون فيه عادة |
| hoşuna giden de bu yönü değil miydi? Hayır, hep nefret ettim. | Open Subtitles | أعتقدت أنك أحببتي ذلك فيه لا ، لم أفعل ذلك أبدًا |