| Onu seviyorduk ve yaşanılanlar korkunç şeylerdi. | Open Subtitles | حسناً ، لقد أحببناها و ما حصل كان مريعاً |
| Onu seviyorduk ama bunun hastalığına hiçbir faydası yoktu. | Open Subtitles | لقد أحببناها ولم يكن لذلك علاقة بكونها مريضة. |
| Her zaman tanıyıp sevdiğimiz Kay olarak hatırlanacak. | Open Subtitles | من أجل أن نذكرك كاى التى أحببناها وعرفناها |
| Birlikte. sevdiğimiz bir oyunu oynadık. Ve o gece, oyun her şeyi değiştirdi. | Open Subtitles | لعبنا اللعبة التى أحببناها و تلك الليلة غيرت تلك المباراة كل شئ |
| Söylemek istediği şu ki, burayı sevdik. | Open Subtitles | حسنا، ما يحاول أن يقوله هو أننا أحببناها |
| Onu hatırlıyorum. Çok tatlı bir küçük kızdı. Karım ve ben ikimiz de onu çok severdik. | Open Subtitles | أتذكر كونها ألطف طفلة صغيرة أنا وزوجتى أحببناها كثيراً |
| Tatlım, acı gerçek şu ki hepimiz onu çok sevmiştik. | Open Subtitles | كُلنا أحببناها كثيراً |
| Bu da bizim dünyadaki en harika oyunu sevdiğimizi gösterme şeklimiz. | Open Subtitles | تلك فقط الطريقة التي أحببناها لنظهر حبنا لأعظم لعبة على وجه الأرض |
| Hepimiz onu seviyorduk. | Open Subtitles | . لقد أحببناها جميعاً |
| Hepimiz onu seviyorduk. | Open Subtitles | . لقد أحببناها جميعاً |
| Onu diğerinden daha çok seviyorduk, Beth'den. | Open Subtitles | أحببناها أفضل من الأخرى... المدعوة "بيث". |
| Derinden sevdiğimiz kızımız bize dönmeyebilir. | Open Subtitles | البنت التي أحببناها حباً عميقاً ربما لن تعود إلينا |
| Ve o çok sevdiğimiz eski döküntü mekânlar birer birer yok oldu. | Open Subtitles | أماكن اجتماعاتنا القديمة التي أحببناها بدأت في الاختفاء |
| Şarkı seçmek yerine, hepimiz teker teker Glee kulübündeki sevdiğimiz şeyler hakkında konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | هل تعتقد أنه بدلا من ترشيح الأغاني نستطيع أن نذهب جميعا في أرجاء الغرفة و نتحدث حول الأشياء التي أحببناها |
| - Çok sevdik. - Evet arabadan daha geniş. | Open Subtitles | نحن أحببناها _ بالفعل انها اكبر كثيرا من السياره _ |
| (Kahkahalar) Biz bluegrass'ı birkaç yıl önce keşfettik, ve onu çok sevdik. | TED | (ضحك) لقد اكتشفنا البلو منذ بضع سنوات مضت، و أحببناها. ونتمنى أنكم أحببتموها أيضاً. |
| Doğuştan değil ama akrabamızdı, onu çok severdik. | Open Subtitles | ليست بالمولد , بل كانت جزءًا من عائلتنا , أحببناها . |
| "Hepimiz onu gerçekten severdik çünkü hep gözümüzün önündeydi." "Demek istediğim; | Open Subtitles | نحن أحببناها حقاً وقد رأينا الكثير منها |
| Onu burada sevmiştik. | Open Subtitles | لقد أحببناها كلنا هنا |
| Onu ne kadar sevdiğimizi bilirsin. | Open Subtitles | تعرف كم أحببناها. |