| -Abigail'e söylemiştim, Bayıldılar. | Open Subtitles | لقد تركت ملاحظة عن أبيغايل, لقد أحبوه |
| Klişe olabilir, ame herkes onu severdi. | Open Subtitles | قد يبدو ذلك مبتذلا لكم لكن الجميع أحبوه |
| Onu her zaman sevdiler, ve o da, her zaman sevilmeyi sevdi. | Open Subtitles | . لقد أحبوه دائماً وهو دائماً أحب أن يكون محبوباً |
| Lou gemilerde eski şarkılarını söylemeye başladı ve seyirciler de bu söylediği şarkılara bayıldı. | Open Subtitles | بدأ بالعرض في رحلات البحر والجمهور أحبوه |
| Amacı nefret uyandırmaktı, ama onu çarmıha gerenlerde değil onu sevip de o anda onun yanında olmadıkları için onu sadece bir insan olarak Sevdikleri için. | Open Subtitles | كان صلبه وموته ان توقظ الكره ليس في هؤلاء الذين صلبوه ولكن فيمن أحبوه أحبوه كإنسان |
| İyi çalışıyor gibiydi, ben de birkaç firmayla görüştüm ve çok beğendiler. | Open Subtitles | وهو يعمل بشكلٍ مناسب لذلك شاركته مع عدة مؤسسات وبكل بساطةٍ أحبوه! |
| İnsanları tekrar buraya çekecek, en başta neden sevdiklerini hatırlatacak bir şey. | Open Subtitles | لكى يعيد الناس إلى هنا و يذكرهم بما أحبوه هنا فى المقام الأول |
| Daha da ilginci, şu insanlar vardı, şu arıcılar, arılarını ailelerini sever gibi seven insanlar. Kitabı elimden bıraktığımda, bunu kendi gözlerimle görmem gerekiyordu. | TED | والغريب، هم النحالون الذين أحبوه كفرد من عائلاتهم، وعند انتهائي من قراءة الكتاب، علمت أني أود رؤيت ذلك بنفسي. |
| Oradakiler onu severlerdi. | Open Subtitles | الناس هُناكَ أحبوه |
| Belle Jolie fikrimi cok begenmisler. | Open Subtitles | بحث بيلي جولي, لقد أحبوه |
| Sanırım filme Bayıldılar! Siz beğenmediniz mi? | Open Subtitles | حسنا اعني اعتقد انهم أحبوه! |
| Bayıldılar. | Open Subtitles | لقد أحبوه |
| Bayıldılar. | Open Subtitles | لقد أحبوه |
| Şoförler onu severdi. Onu sıkı mallardan... haberdar ederlerdi. | Open Subtitles | السائقون أحبوه كانوا يخبرونه ... |
| Öğrenciler onu severdi. Fakülte ondan nefret ederdi. | Open Subtitles | الطلاب أحبوه لكن الكلية كرهته |
| Öğrenciler onu severdi. Fakülte ondan nefret ederdi. | Open Subtitles | الطلاب أحبوه لكن الكلية كرهته |
| Onu bir defa sevdiler. Aynı benim sevdiğim gibi. | Open Subtitles | لقد أحبوه في الماضي كما كنت أحبه |
| Herkes onu kabul ederdi. Onu çok sevdiler. | Open Subtitles | الجميع أراد اتباعه أحبوه كثيرا |
| Buradaki herkes bayıldı. | Open Subtitles | الجميع هنا أحبوه |
| - İnsanların bu denli çok Sevdikleri kişiyi geri almak için neler yapabileceğini anladığını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد بأنك تفهمين القدره التي يمتلكها الناس ليرجعوا الشخص الذي أحبوه |
| İlk yemeği beğendiler. - Al. | Open Subtitles | الطبق الأول ممتاز أظنهم قد أحبوه |
| Bunu kim yaptıysa bulacağım ve her şeyini, tüm sevdiklerini parçalayacağın. | Open Subtitles | سوف أعثر على من فعل هذا؟ و سوف أقتل كل شيئ و أي أحد قد أحبوه من قبل |
| Bir sürü insana zarar verdi. Onu seven insanlara. | Open Subtitles | لقد تسبب بالاذئ لكثير من الناس, الناس الذين أحبوه |
| Onu severlerdi. 20 kişinin hepsi. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} المهووسون بالموسيقى، لقد أحبوه. |
| - cok begenmisler. | Open Subtitles | - لقد أحبوه |
| -Çocuklar onu çok severdi. | Open Subtitles | كلا, فهؤلاء الأولاد أحبوه. |