"أحبّذ" - Translation from Arabic to Turkish

• tercih
• hoşlanmıyorum
• hoşlanmam
• sevmem
• sevmediğimi çok

Bunu yapmak istemezdim. Beni istemenizi tercih ederdim.
لا أحبّذ ذلك أفضّل لو أنك وافقتَ على استخدامي.

Doğrudan "kalmak istiyorum" demeni tercih ederim.
وهذا أفضل، إلاّ أنّي أحبّذ سماعك وأنت تقول أنّك راغب بالبقاء هنا

İstediğin yerde dikilebilirsin Mia ama yine de sigara içmemeni tercih ederim.
يمكنكِ الوقوف في أي مكان يا ميا لكني أحبّذ ألا تدخّني

Ayrıca geceleri eve yalnız yürümenden hoşlanmıyorum.
ولا أحبّذ أن تسير للمنزل بمفردك في الليل.

Nakliyatı ya da adamlarımı kaybetmekten hiç hoşlanmam. Bu işi temizlemeliyiz.
إنّي لا أحبّذ خسارة شُحنة أو عمّال، لذا يجب علينا تنظيف هذه المعمعة.

Havayolu şirketlerini sevmem.
لا أحبّذ شركـات الطيران النقـابـات الرديئة

Teke tek kapışmayı tercih ederim. Böylece kusursuz bir hedef oldun.
أحبّذ القتال رجل لرجل، فذلك يجعلك هدفًا سهل المنال.

Bir yetimhaneyi falan katletmesini izlemeyi tercih ederim. Öyle bir şeyin sonrasında duygularını açmaya çalıştığını düşünsene.
أحبّذ رؤيتها تبكي من حسرة اليُتم حين أتصوّر عودتها من هذه الحالة

Seninle bir avuç dolusu yıl geçirip, sen hâlâ böyle kaldığın halde ben yaşlı, hasta ve acınası bir durumda olduğumdan seni kaybetmektense şu an ölmeyi tercih ederim.
أحبّذ الموت حالًا عن قضاء بضع سنين معك سأخسرك حين أهرمُ وأمرض وأُمسي بائسًا بينما ستظلّي شابّة

Son yıllarımı ne kadar iyi ne kadar mutlu olduğumu hatırlayarak geçirmektense şu an ölmeyi tercih ederim.
أحبّذ الموت حالًا عن قضاء آخر عمري مسترجعًا لحظات براعتي وسعادتي

Ona bir taşla iki kuş vurmak demeyi tercih ederim.
أحبّذ التفكير بالأمر على أنّه قتل عصفورين بحجر واحد

Şu an sarhoş olmayı tercih ederdim o yüzden neden vaktimizi boşa harcamayı bırakıp burada ne aradığını söylemiyorsun?
أحبّذ احتساء الخمر الآن، فلمَ لا تتوقّف عن إهدار وقتنا وتخبرنا بما تفعل هنا؟

Açıkçası bu aptal kravatı takmaktansa kendimi bir bodruma kilitleyip her ay dönüşmeyi tercih ederim.
صدقًا أحبّذ سلسلة نفسي في قبوٍ والتحوّل كل شهر

Normalde vampir kanını tercih ederim ancak uzun bir uykudan sonra insan seçici davranamıyor.
أحبّذ دم مصّاصي الدماء أكثر، لكن بعد سبات طويل جدًا فلا حاجة للمرئ بأن يكون انتقائيًّا جدًّا.

Ben diğer bakış açısını tercih ediyorum.
أتعلمين، أحبّذ النظر للأمر على النحو الآخر.

Diplomasını yeni alan biri tarafından küçümsenmemeyi tercih ederim.
لا أحبّذ تحليلي نفسيًا من قبل فتاة نالت شهادتها منذ قريب.

Hayır, sadece hal haldan hoşlanmıyorum.
إنني لا أحبّذ الخلخال على النساء.

Hayır, o şekilde yapmaktan hoşlanmıyorum.
لا، لا أحبّذ تلك الطريقة.

O şekilde yapmaktan hoşlanmıyorum.
لا أحبّذ تلكَ الطريقة.

Kargaşadan telaştan hoşlanmam.
لا أحبّذ الصخب و الضجيج

-Havayollarını sevmem. Berbat sendikaları var.
لا أحبّذ شركـات الطيران النقـابـات الرديئة

Bunu yapmayı hiç sevmediğimi çok iyi biliyorsun.
تعرف بأنّني لا أحبّذ هذه الأعمال