| Bu bir şans. İhtiyacım olan şey bu. Lütfen izin ver de yapayım. | Open Subtitles | أنها فرصة , هذا ما أحتاج إليه رجاءً , دعنى أشترك فى هذا |
| Etrafa bakmadan önce, ihtiyacım olan her şeyin burada olduğundan emin olayım. | Open Subtitles | قبل أن نلقي نظرة، دعيني أتأكد من وجود كل ما أحتاج إليه. |
| İnsanların işin benden geçtiğine inanması için ihtiyacım olan son şey. | Open Subtitles | آخر شيء أحتاج إليه هو أن يظن الناس أن رجولتي قلّت |
| Bilmek istediğim, neden bize bunları anlattığın. | Open Subtitles | ما أحتاج إليه أن تعرق لماذا أنت تقول لنا هذا |
| Tam da ihtiyacım olan şey, deli Ralph'in koşturması. | Open Subtitles | هذا ما أحتاج إليه رالف المجنون يتجول فى المكان. |
| Bu evi istiyorum. Bu eve ihtiyacım var. Bu eve ihtiyacımız var. | Open Subtitles | أريد هذا المنزل ، أحتاج إليه كلانا يحتاج إليه |
| Evet, tuvalet yok. Tuvalete ihtiyacım var. Derhal. | Open Subtitles | نعم، لا سمكرة ما أحتاج إليه هو السمكرة، الآن |
| Benim yüzme şortlarımı al. Onlara ihtiyacım yok. | Open Subtitles | خذ سروال السباحة الخاص بي فلن أحتاج إليه |
| Ama en azından ona ihtiyacım olduğunda yanımda olacağını bilebilirim. | Open Subtitles | ولكنني على الأقل أستطيع رؤيته عندما أحتاج إليه |
| Şimdi tüm ihtiyacım kredi kartı numaran. | Open Subtitles | الآن كل ما أحتاج إليه هو رقم بطاقة ائتمانك |
| Ve son ihtiyacım olan şey, birinin ne hissetmem gerektiğini... nasıl hissetmem gerektiğini söylemesi. | Open Subtitles | و آخر ما أحتاج إليه هو أن يخبرني شخص بماذا أشعر أو كيف أشعر. |
| İhtiyacım olan tek şey matematikçi. | Open Subtitles | هذا ما أحتاج إليه بالضبط متخصص بالرياضيات |
| - Tek ihtiyacım bir sopa. | Open Subtitles | كل ما أحتاج إليه هو مضرب هذا هو يا عزيزي |
| Bana ihtiyacım olan şeyleri verecek durumda değilsin. | Open Subtitles | أنت لست في موقع لكي تعطيني ما أحتاج إليه |
| Bütün ihtiyacım olan sana ödeme yapmamı anlayacak birilerini bulmam ve yeniden seçim çalışması yapmak. | Open Subtitles | كل ما أحتاج إليه هو إعادة الإنتخاب ثم يكتشف شخص أنني أدفع لك |
| Tek ihtiyacım olan şey kuru gürültü. | Open Subtitles | في الحقيقة لا بأس كل ما أحتاج إليه هو قليل من التشويش |
| Soğuk bir şelaleye atlamaya ihtiyacım var. | Open Subtitles | كل ما أحتاج إليه هو القفز في شلال مياه باردة |
| Burada oturup istediğim zaman erkeğimi yanımda bulamamaktan bıktım. | Open Subtitles | لقد سمئت من الجلوس هنا دون رجل عندما أحتاج إليه |
| Arkadaşımı istiyorsan, beklemen gerekecek! Önce bana lazım. | Open Subtitles | إذا كنت تريدن صديقى ميت يجب أن تنظرى إننى أحتاج إليه أولا |
| Avrupa pasaportu bulunan biri gerekti bana. | Open Subtitles | ما أحتاج إليه هو مخبأ أموال معه جواز سفر أوروبي |