| Bekle. Hayır. saklamak istiyorum. | Open Subtitles | انتظر ، لا أنا أريد أن أحتفظ بها. |
| Olmazsa senin için sakladığım daireyi satıveririm. | Open Subtitles | في أسوأ الأحوال, سأبيع الشقّة كنت أحتفظ بها من أجلك |
| - Bunları dört yıldır saklıyorum. | Open Subtitles | كنت أحتفظ بها لأربعة سنوات وتكاد تنمو أغصان منها |
| - Olaydan uzak dur. Üstü kalsın. - Pek sanmıyorum. | Open Subtitles | توخ الحظر , إحتفظ بالفكة أجل طبعا لاتعتقد أننى لن أحتفظ بها |
| Bunu doğum günün için saklıyordum ama, sanırım buna artık ihtiyacımız var. | Open Subtitles | كنتُ أحتفظ بها من أجل عيد ميلادك و لكن أعتقد أننا بحاجتها الآن |
| Onu sakladım çünkü bugün bowling salonunda yediğim tavuktan sonra midem kalktı. | Open Subtitles | لقد كنت أحتفظ بها , لأحلي بها بعد وجبة الدجاج |
| Ofisinde sakla. - Ne yapacaksın? | Open Subtitles | و أحتفظ بها في مكتبك ـ ماذا ستفعل ؟ |
| Biliyor musun bunu hatıra olarak saklayacağım. Hayır, kanıt olarak. | Open Subtitles | أتعرفين، سوف أحتفظ بها لاحقاً كلا، يعتبر دليل |
| Sonsuza kadar saklamak istedim. | Open Subtitles | أردت أن أحتفظ بها الى الابد |
| - Ben saklamak istiyorum. | Open Subtitles | أحب أن أحتفظ بها. |
| Senin için saklamak istedim. | Open Subtitles | لقد أردت أن أحتفظ بها لأجلكِ |
| Zamanın var mı bilmiyorum ama evde sakladığım bazı eşyalar var. | Open Subtitles | لا أعلم إن كنتِ تملكين الوقت، لكنني أملك بعض الأشياء التي كنتُ أحتفظ بها في المنزل |
| Muhtemelen evimde sakladığım silahlardan biriyle öldürmüşler. | Open Subtitles | الأرجح أنهم قتلوها بأحد الأسلحة التي أحتفظ بها في بيتي |
| Yani ona ölüm döşeğinde söylemek için sakladığım şeyleri söylüyorum. | Open Subtitles | أقصد , لقد كنت أخبرها بأمور كنت أحتفظ بها وأنا على فراش الموت |
| Resmen tanıştırılmadık, ama adınız bordromda yazıyordu. Onu saklıyorum. | Open Subtitles | لم نتقابل من قبل, لكني رأيت توقيعك على إستمارة تعيني وأنا أحتفظ بها |
| Çok özel etkileri var, bu nedenle önemli bir şey için saklıyorum. | Open Subtitles | لديها مميزات خاصة, لذا كنت أحتفظ بها لشيء مهم |
| Babamın bana 50 sent verip, kıymetini bilmem gerektiğini söylediği zaman tutturduğu hesap defterini hâlâ saklıyorum. | Open Subtitles | انا أتفهم بالكامل مازلت أحتفظ بالدفاتر التي جعلني والدي أحتفظ بها عندما دفع لي 50 سنت وفتح لي حساب من أجلها |
| Sende kalsın. O pis kokulu şeylerden içmiyorum. | Open Subtitles | أحتفظ بها أنا لا أدخن تلك الأشياء الكريهة |
| Sende kalsın. Artık bir Pit Bull'um var. | Open Subtitles | أحتفظ بها معى ذات المحرك الأن. |
| Başkası için saklıyordum. Benim bile değildi. | Open Subtitles | كنت أحتفظ بها من أجل شخص آخر لم تكن تخصني |
| Bunu sonraya saklıyordum, ama bu radyo berbat ve elimde bir kaset var. | Open Subtitles | سوف أحتفظ بها لوقت لاحق و بما أن ذلك الراديو سىء يوجد لدى بعض التسجيلات |
| Hepsini sakladım. Duble çekimler, negatifler, ses kayıtları, hepsini! | Open Subtitles | أنا أحتفظ بها كُلهـا ، المشاهد المزدوجة والداخلية وأشرطة الصوت.. |
| - Geri dönene kadar sakla demiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أن أحتفظ بها حتى عودتكَ |
| Makineye yaptığın değişikliğin başarılı olduğunu görene dek saklayacağım. | Open Subtitles | سوف أحتفظ بها آمنة حتى أعلم أن التغييرات التي أجريتها على الآلة نجحت |