| Eğer bu şey tedavi edilmezse belki birbirimizi bir daha asla göremeyeceğiz. | Open Subtitles | لو هذا الشيء ليس له من علاجٍ، فلن يرى أحدنا الآخر مُجدداً. |
| Arkadaşlarımızı kaybedeceğiz. Belki çok fazlasını, hatta belki birbirimizi bile. | Open Subtitles | وسنخسر أناسًا، ربما الكثير منهم، ربما حتى يخسر أحدنا الآخر. |
| Ancak şu an birbirimizi kollamak için fırsatlarımız var hem de önceden hiç yapamadığımız yollarla. | TED | و لكن لدينا الفرصة بأن يدعم أحدنا الآخر بطرق لم يمكننا استخدامها من قبل. |
| Söylenmesi gerken her şeyi birbirimize söyleyeceğiz sonra da bir daha görüşmeyeceğiz. | Open Subtitles | سنقول كل ما نرغب بقوله لبعضنا ولن يرى أحدنا الآخر ثانية قط |
| birbirimize ne kadar çok ihtiyaç duyduğumuzun o gece farkına varmıştık. | Open Subtitles | كانت تلك الليلة لما أدركنا كم كنا بحاجة إلى أحدنا الآخر |
| Sokakta birbirimizin yanında geçsek belki tanıyıp merhaba bile demeyiz. | Open Subtitles | إذا صادفنا بعضنا البع في الشراع ربما لن يعرف أحدنا الآخر لكي يلقي عليه التحية |
| Evlendiğimizde, Birbirimiz hakkında alışmakta zorlandığımız şeyler var mıydı? | Open Subtitles | حين تزوّجنا هل كان لدى أحدنا الآخر عادات وجدنا صعوبة في التأقلم معها؟ |
| Bu yüzden birbirimizle konuşma teknolojimiz dikey bir yol aldı. birbirimizi dinleme ve anlama yeteneğimiz hiçbir yol alamadı. | TED | ولهذا فالتكنولوجيا صُمِمَت بحيث نتحدث لبعضنا البعض بشكل مُتَزايد، قدرتنا على الإستماع وفهم أحدنا الآخر قد تلاشت. |
| birbirimizi yaralayamıyoruz bile! Acı bile çektiremiyoruz! | Open Subtitles | لا يمكننا حتى إيذا أحدنا الآخر لا يمكننا حتى أن نشعر بالألم |
| Sanırım anlıyorsunuz bayan. Sanırım birbirimizi anlıyoruz. | Open Subtitles | أظن أنك تفعلين يا سيدتي أعتقد أننا نفهم أحدنا الآخر |
| Sadece İsa'da babamızı buluruz... ve yine sadece İsa'da birbirimizi buluruz. | Open Subtitles | إننا بواسطة المسيح فقط نستطيع أن نجد الأب وبواسطة المسيح فقط نستطيع أن نجد أحدنا الآخر |
| İkimiz de yolumuzu kaybettiğimizde, birbirimizi bulduk. | Open Subtitles | حين انحرفنا كلانا عن الدرب المستقيم، وجد أحدنا الآخر |
| Benim de iki abim var ve hep birbirimizi öldürmek isteriz. | Open Subtitles | لديّ شقيقان يكبراني، ودائماً ما نرغب بقتل أحدنا الآخر |
| Ben de eve giderim ve sanki bir geziden dönmüşçesine birbirimizi karşılarız. | Open Subtitles | عندها أدخل منزلي ويحيي أحدنا الآخر وكأنني كنت ببساطة في رحلة |
| birbirimizi yarayabiliriz, fakat ölümcül zarar veremeyiz. | Open Subtitles | يمكننا أن نَجرح، ولكن لايمكننا أن نؤذي أحدنا الآخر حتّى الموت |
| birbirimizi çok mutlu edeceğiz, değil mi? | Open Subtitles | سنجعل أحدنا الآخر سعيداً للغاية ألسنا كذلك؟ |
| birbirimize ne kadar çok ihtiyaç duyduğumuzun o gece farkına varmıştık. | Open Subtitles | كانت تلك الليلة لما أدركنا كم كنا بحاجة إلى أحدنا الآخر |
| Peki sohbet etmemiz profil resimleri ve gönderilere kıyasla birbirimize insancıl yaklaşmamızı sağladı mı? | TED | ولكن هل أظهرنا حديثاً كبشر أمام أحدنا الآخر بشكل يفوق قدرة صور بروفايل ومنشورات |
| birbirimize iyi davranmaya çalışabilir miyiz lütfen? | Open Subtitles | هلا حاولنا التعامل بلطف مع أحدنا الآخر من فضلِك؟ |
| birbirimize yardımcı olabileceğimizi umuyorum. | Open Subtitles | أبنتى أختفت داخل الغرفة أمل أنه يمكننا مساعدة أحدنا الآخر |
| Saatlerce oturup birbirimizin gözünün içine bakardık. | Open Subtitles | كنا نجلس لساعات نحدق في عيني أحدنا الآخر |
| Mekân için değil. İnsanlar için, Birbirimiz için. | Open Subtitles | ليس لأجل المكان، بل لأجل الناس، لأجل أحدنا الآخر. |