| Bir tanesi ön tarafta ve şimdiden patlak vermiş, ve bağırsağı kavramıştı. | TED | أحدهما كان ينمو فى المقدمة وقد إنفجر ، وكان معلقاً بالأمعاء . |
| - Bir tanesi... Bir tanesi göz önündeydi kızının boynuna bağlıydı. Senin görmen için. | Open Subtitles | .أحدهما كان موضوعا ً في مكان واضح كان حول رقبة ابنته |
| Arkadaşlarımla geldim. Bir tanesi evlenecekti. Biri dışında hepsi burada. | Open Subtitles | بعض من أصدقائى أحدهما كان سيتزوج وهم هنا مثلى |
| Bir tanesinin havalı, ekoseli bir paltosu vardı. | Open Subtitles | أحدهما كان يرتدي معطفاً غريباً بمربعات والآخر بدا جاداً |
| Bir tanesinin pek hoş görünmeyen bir kesiği vardı. Bunun gibi. | Open Subtitles | أحدهما كان لديه جرح بشع المنظر كهذا. |
| Bir tanesinin tüfeği vardı. | Open Subtitles | أحدهما كان يحمل مسدس مبارزة |
| Bir tanesi kalem gibi uzun, ince, sivriydi. | Open Subtitles | أحدهما كان طويلا ورفيعا ومدببا مثل القلم الرصاص |
| Şimdi, normalde Siyam İkizlerinin doğumu eğlenceli bir şeydir ama ne yazık ki, Bir tanesi tam bir canavardı. | Open Subtitles | عادة ما يكون مولد توأمين سياميين مناسبة سعيدة، ولكن للأسف أحدهما كان... فائق الشرّ. |
| Bir tanesi gözcüymüş ve şu yöne gitmiş. | Open Subtitles | أحدهما كان متقصياً وهرب من هذا الاتجاه |
| Bir tanesi: yer solucanları. | TED | أحدهما كان ديدان الأرض، |
| Bir tanesi Fransız bir öğrenciydi. | Open Subtitles | أحدهما كان طالب فرنسي |
| Bir tanesi bir reklam içindi. | Open Subtitles | أحدهما كان بسبب إعلان |
| - Bir tanesi başlarındaki adam. | Open Subtitles | أحدهما كان (الـقـائـد) |