| Bırak birbirlerini öldürsünler | Open Subtitles | هيا بنا؛ ليقتل أحدهم الآخر ليذهبوا إلى الجحيم |
| Bir ailenin fertleri birbirlerini, her türlü kusurlarını hasır altı ederek destekler. | Open Subtitles | أعضاء العائله يدعمون أحدهم الآخر بغض النظر عن كل نقائصهم. |
| Haydi bırak birbirlerini öldürsünler. birbirlerini gebertsinler. | Open Subtitles | هيا بنا؛ ليقتل أحدهم الآخر ليذهبوا إلى الجحيم |
| Şimdi de, 40 tonluk erkekler birbirlerine vurmaya başladı. | Open Subtitles | وها قد بدأ الذكور بوزن الـ 40 طناً بضرب أحدهم الآخر. |
| Ne birbirlerine tanıyorlardır, ne de tesadüfî bir olaydır. | Open Subtitles | لم يعرف أحدهم الآخر ، ولم تكن بينهم علاقة. |
| Ama şimdi arkadaşlığın ne demek olduğunu anlıyorum. Arkadaşlar birbirini kullanmaz. | Open Subtitles | لكنّي أعرف معنى الصداقة حقّاً، و الأصدقاء لا يستغلّون أحدهم الآخر. |
| Amaçlarını kaybederler. Geri dönüp birbirleriyle savaşırlar. | Open Subtitles | سيفقدون مبتغاهم سيعودون لقتال أحدهم الآخر |
| Bırak birbirlerini öldürsünler | Open Subtitles | هيا بنا؛ ليقتل أحدهم الآخر ليذهبوا إلى الجحيم |
| Belki güvenilir olmayabilirler; ama bioroidler birbirlerini öldürmüyorlar! | Open Subtitles | ربما ليسوا جديرين بالثقة و مع ذلك , فهُناك شئ واحد واضح البيورياد لن يقوموا بقتل أحدهم الآخر |
| birbirlerini kollayan ustalar, çiftçiler, ...tüccarlar ve yazarlar. | Open Subtitles | فقد كانوا حرفيين وفلّاحين وتجّار وكتّاب يحمي أحدهم الآخر |
| sihiri fani ellere teslim et, ve onlar birbirlerini kaçınılmaz şekilde imha edeceklerdir. | Open Subtitles | ضَعي السحر في أيدي الفانين، ولسوف يدمّرون أحدهم الآخر حتماً. |
| Bu işin, insanlar birbirini kandırmadan, birbirlerini öldürmeden aynı diğer köpekler gibi birbirlerini s. kmeden yapılabileceğini söyleme. | Open Subtitles | لا يمكنك إقناعي بأنه لا يمكن بيع تلك البضاعة من غير أن يضرب الناس بعضهم بعضاً ويقتل أحدهم الآخر وأن يعامل أحدهم الآخر مثل الحيوانات |
| Rakip erkekler birbirlerini öldürebilir. | Open Subtitles | قد يقتل الذكور المتنافسين أحدهم الآخر. |
| Rakip erkekler birbirlerini öldürebilirler. | Open Subtitles | قد يقتل الذكور المتنافسين أحدهم الآخر. |
| Ve şimdi, 40 tonluk erkekler birbirlerine vurmaya başlıyorlar. | Open Subtitles | وها قد بدأ الذكور بوزن الـ 40 طناً بضرب أحدهم الآخر. |
| Arabası olan annemmiş ve hikâyenin içinde bir şekilde birlikte eve gitmek için birbirlerine yalan söylemişler. | Open Subtitles | وأمي هي التي كانت لديها سيارة في الخارج بطريقة ما ،في القصة، كليهما كان يكذب على الآخر ليذهبا للمنزل برفقة أحدهم الآخر |
| Her yıl öğrenciler Kış Fırtınası dansına beraber gidebilmek için birbirlerine abartılı yollarla teklifte bulunurlar. | Open Subtitles | كل عام , الطُلاب يتفننون في طُرقٍ ليطلبو من أحدهم الآخر مرافقتهم الى قنبلة حــفــلة رقـــصــة الشتــاء حسناً , هذا يفسر ما خطب رجل الثلج المكسو بالصقيع |
| birbirini vurarak, kokain satarak. | Open Subtitles | يقتل أحدهم الآخر ويبيعون الكوكاين ومخدرات آخرى. |
| Çiftlerin birbirini öldürmeden birlikte yaşlanmasını... doğa bu şekilde sağlıyor olmalı. | Open Subtitles | -أعتقد أن الطبيعة تسمح للأزواج بالتقدم في العمر دون أن يقتل أحدهم الآخر |
| bilirsiniz onlar üstünde çalışmak ve birbirleriyle neler yapıyorlar incelemek. | Open Subtitles | لدراستهم وسلوكهم مع أحدهم الآخر |
| Adamlara söyle birbirleriyle uğraşmasınlar takım olup onu bana getirsinler. | Open Subtitles | {\pos(200,270)}{\fnyakout Linotype Light} قل لهؤلاء بأن يتوقفوا عن ضرب أحدهم الآخر {\pos(200,270)}{\fnyakout Linotype Light}وشكلوا فريقاً لجلبها |