| Bense burada, çalkantılı sulara bakıyorum. | Open Subtitles | بالنسبة لي , أنا هنا أحدّق "في قطعة بيضاء " الخريطة |
| Gözünün içine bakıyorum, ama sen görmüyorsun. | Open Subtitles | انا أحدّق في عينيك وانت لا ترى |
| Kurbanın cesedindeki kurşun Kriss Super V'den ama adamın elindeki silaha bakıyorum,.. | Open Subtitles | لكن هناك نقود مفقودة رصاصتين بداخل جسد الضحيّة من مسدس "كريس سوبر في" , و أنا أحدّق |
| Biliyorum, bazen yüzüne bakarken zamanın nasıl geçtiğini unutuyorum. | Open Subtitles | هل مرّت ساعة ؟ أعرف، أفقد الإحساس بالوقت أحياناً وأنا أحدّق في وجهه |
| Tamam. Monitöre bakarken dalmışım. | Open Subtitles | وصلتني , لقد كنتُ أحدّق بشاشة الحاسوب لفترة طويلة |
| Beni rahatlatan tek şey ben evde oturmuş tavana bakıp.. | Open Subtitles | وبصراحة، عزائي الوحيد حين أكون جالساً بالبيت أحدّق في السقف |
| Kurbanların resimlerine bakıyordum ve aralarında bir bağ olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنت أحدّق في صور الضحايا وكنت أعلم أن هناك نمطاً يربطهم |
| Ve bir sonraki gün onun cansız bedenine bakıyorum. | Open Subtitles | وفي اليوم التالي، أحدّق في جثمانها |
| Ben diğer atınkine bakıyorum. | Open Subtitles | إنني أحدّق بنهاية الحصان الأخرى. |
| Haftalardır araştırmalara öylece bakıyorum. | Open Subtitles | وأنا أحدّق بالدراسة منذ أسابيع. |
| Havaya değil plazmaya bakıyorum. | Open Subtitles | أنا أحدّق إلى الشاشة المسطحة. |
| Ben her gün güneşe bakıyorum. | Open Subtitles | فأنا أحدّق بالشمس يومياً |
| Bende oturmuş sessiz kasabaya bakıyorum. | Open Subtitles | أحدّق في هذه القرية البكماء |
| Ne olduğunu bile anlamadan, yumurta paralarına bakarken buldum kendimi. | Open Subtitles | وجدت نفسي, بدون حتى أن أعرف كيف حدث ذلك, أحدّق في أموال بيضي. |
| Bu sabah kalktığımda, çayırı geçtikten sonra hep yeşil yanan 39. caddedeki trafik ışıklarına komodinin üzerindeki küçük pencereden bakarken... | Open Subtitles | عندما استيقظت هذا الصباح وكنت أحدّق على النافذة وأنا أقضي حاجتي وأتخيّل نور الشارع المضيئ على جادة 39 |
| İlk seferimde geciken kitap paralarına çalışan isimlerine, kütüphane kartı sahiplerine bakarken kendimi bulduğumdaki gibi. | Open Subtitles | على غرار المرة الأولى عندما وجدت نفسي أحدّق في كتاب الرسوم المتأخرة أسامي الموظَّفين، عناوين الأعضاء |
| Sevdiğim insanların gözlerine bakıp, onlara yalan söylemeye devam edemem. | Open Subtitles | لا يُمكنني أن أحدّق بأعين الناس الذين أحبّم وأكذب عليهُم. |
| Ben de bunlara bakıp cevaplar arıyorum. | Open Subtitles | لذا أحدّق في هذه الصور وحسب بحثاً عن إجابات |
| Size bakıyordum çünkü birbirimizi tanıdığımızı düşünüyorum. | Open Subtitles | كنت أحدّق فقط لأني أعتقد أننا نعرف بعضنا البعض. |
| Bu oğlanın beynine bakıyordum. | Open Subtitles | أنا كنت أحدّق في دماغ هذا الولد. |
| Bütün günümü bilgisayara bakarak geçirdim ve hiçbir yere de varamadım. | Open Subtitles | قضيتُ طوال النهار أحدّق في الحاسب المحمول ولم أطلع بنتيجة |