"أحد الأصدقاء" - Translation from Arabic to Turkish

• Bir arkadaşın
• Bir arkadaşımın
• Bir arkadaşım
• arkadaşının
• bir arkadaş
• bir arkadaşa
• bir arkadaşı

Bana göre hükümetin memuru olmak Bir arkadaşın evinde kalmaktan daha onursuz bir olay.
أشعر بالقليل من العار في العيش في مسكن أحد الأصدقاء أفضل من أن أنتظر الرواتب الحكومية.

Geceyi Bir arkadaşın evinde geçirdim derim.
يجب ان أخبرهم اني قضيت الليل في منزل أحد الأصدقاء

Onlara filmi izlerken tüylerimin diken diken olduğunu çünkü sesin çok tanıdık geldiğini fakat onun Bir arkadaşımın babası olduğu için bir şey söylemenin zor olduğunu anlattım.
بعدها قلتُ لهم أصابتني قشعريرة حينما شاهدت الفلم لأن الصوت كان مألوفاً ولكن لأنه كان والد أحد الأصدقاء كان من الصعب أن أقول شيئاً

Bir arkadaşımın cenazesi için geldim.
لقد كنت في جنازة أحد الأصدقاء

Bir arkadaşım bana açıkladı, 79 devriminden önce
أحد الأصدقاء شرحها لي , قبل ثورة سنة 79

Ders çalışmak için bir arkadaşının evine.
هانا نقول أين تذهب؟ لمنزل أحد الأصدقاء للدراسة.

Kalacak bir arkadaş evi buluruz. - Niye bana gelmiyorsun?
لا أعرف، سنذهب الليلة إلى منزل أحد الأصدقاء

Geçen gece Barselona'dan Bir arkadaşın aradı.
الليلة الماضية، اتصل بكِ أحد الأصدقاء من "برشلونة".

Bir arkadaşın şarap tatma partisinde.
بحفل تذوّق نبيذ كان يقيمها أحد الأصدقاء

Bir arkadaşın dairesindeyim. Ne göreceksin, bak.
أنا في شقة أحد الأصدقاء إنظري ما يمكنكِ رؤيته ،

Bir arkadaşın evindeyim.
أنا في منزل أحد الأصدقاء

Bir arkadaşın evi.
منزل أحد الأصدقاء

- Cotswolds'a, Bir arkadaşımın evine.
- (إلى بيت أحد الأصدقاء في (كوتسوولدز

- Merhaba, şey Bir arkadaşımın çocuğuna bakıcılık yapıyorum.
-مرحباً . -أجالس طفل أحد الأصدقاء .

Bir arkadaşım 'Şu ana dek gördüğüm farkındalığı en yüksek bebek' dedi.
قال أحد الأصدقاء " أنها أكثر طفل منتبه رأيته في حياتي "

Bir arkadaşım Watergate hırsızlarının otel odalarında buldukları şeyleri gösterdi.
أحد الأصدقاء أراني ما وجدوه في غرف الفندق الذي كان يقيم فيه المقتحمون

Sanırım Amerikalı. Bir arkadaşım bahsetmişti.
أعتقد انها أمريكية ، أخبرني عنها أحد الأصدقاء

Sen o gece arkadaşının evindeydin, ve düşündüm ki, eğer onu saklayabilirsem, senin haberin olmayacaktı.
، كنت بمنزل أحد الأصدقاء تلك الّليلة ، وظننت أنّه لو أخفيتها، فلن تعلم أبداً

Sonra da evden ayrılıp bir arkadaşının evinde aylarca utanç içinde gizlendi.
لعدة اسابيع اختبئت بعيداً عند أحد الأصدقاء

bir arkadaş seninle uçakta olup yolun sonuna kadar sana yardımcı olacak.
سيكون لديكم الوقت لإكمال التجهيزات أحد الأصدقاء سيقابل طائرتكم و يساعدكم لإكمال رحلتكم

Cüzdanı çaldıktan sonra ona ödettiğin masrafları bir arkadaşa izlettim.
طلبت من أحد الأصدقاء تعقب كل التهم التي حاولت إلصاقها بعد سرقة محفظته

Bir gün bir arkadaşı çalıntı bir motosikletle gelir.
ذات يوم أحد الأصدقاء أتى بدراجة نارية مسروقة