| Sende hayran olduğum şeylerden biri de hayranlık uyandıran dengen. | Open Subtitles | هذه أحد الأمور التي تثير أعجابي بك, توازنك المثير للإعجاب |
| Aslında, sadece eğlenmek amacıyla yaptığım şeylerden biri; bu kod ile birşeyler yazabiliriz. | TED | في الحقيقة، أحد الأمور التي قمت بها فقط لغرض التسلية هو أنه بإمكاننا الآن كتابة الأشياء بذلك الترميز. |
| Ve bunu yaptığımızda ortaya çıkan şeylerden biri sohbet etmeyi sade bir bağlantıya kurban etmemiz oluyor. | TED | و عندما نقوم بذلك، أحد الأمور التي يمكن أن تقع هي أننا نضحي بنقاش لمجرد اتصال. |
| Görünmezlikle ilgili en ilginç şeylerden birisi, göremediğimiz şeyleri aynı zamanda anlayamıyoruz. | TED | أحد الأمور المثيرة للاهتمام في الأشياء الخفية هو أن ما لا نستطيع رؤيته لا نستطيع فهمه أيضاً. |
| Sorgulamak istediğim şeylerden birisi de bu günlerde çok yaygın olarak umulan, şeffaflık ve tarafsızlık ile demokratik kurumlardaki güvenin yeniden kazanılabilinmesi. | TED | و أحد الأمور التي أود التساؤل بشأنها هو هذا الأمل الشائع هذه الأيام بأن الشفافية و الانفتاح يمكنهما أن يسترجعا الثقة في المؤسسات الديمقراطية. |
| Onda hoşuma giden özelliklerden biri. | Open Subtitles | هذا أحد الأمور التي تعجبني فيها |
| Senin sevdiğim özelliklerinden biri. | Open Subtitles | و هذه أحد الأمور التي تُعجبني بكِ |
| Bizi endişelendiren şeylerden biri de otizmin gerçekten salgın bir hastalık olup olmadığı konusu. | TED | إن أحد الأمور التي تقلقنا هو إن كان في الحقيقة ثمة عدوى توحد. |
| Bu deney hakkında en çok ilgi çekici şeylerden biri de daha sonra gerçekleşen görüşmeler oldu. | TED | أحد الأمور المشوقة عن هذه التجربة كانت المناقشة التي تلتها |
| Fark ettiğimiz şeylerden biri Twitter'ın anlık olaylardaki önemi. | TED | أحد الأمور التي أدركنا مدى أهمية تويتر منها هي الأحداث التي تحدث في الوقت الحقيقي. |
| Ama tüm bunlara ek olarak yapmamız gereken şeylerden biri de yasal göçü kolaylaştırmak. | TED | ولكن إلى جانب إنجاز ذلك كله، أحد الأمور التي يجدر بنا إنجازها هي تسهيل الهجرة القانونية، |
| WH: CIA'de gizli memur olarak çalışırken öğrendiğim şeylerden biri de iyi adamlara iyi ve kötü adamlara kötü olmak. | TED | و.هـ: أحد الأمور التي تعلمتها من عملي ضابطًا سريًا لوكالة الاستخبارات أن أتلطف مع اللطفاء وأتشدد مع المتشددين، |
| Ve bence oluşan heyecan verici şeylerden biri de bu alanlardan yeni insanların buna katılıyor olması. | TED | و باعتقادي أن أحد الأمور الموجودة التي بدأت في الحدوث حالياً هو أن الأشخاص من هذه المجالات بدأو في المشاركة |
| Bu da harika bir editör olmanı sağlayan şeylerden biri. O yazıları ben yazmıyorum. | Open Subtitles | هي أحد الأمور التي تجعلك رئيس تحرير ناجـح |
| Benim de başarılı olduğum şeylerden biri bu. Demek polis? | Open Subtitles | إنه أحد الأمور التي أبرع فيها شرطي هاه ؟ |
| Karı-koca terapisinde öğrendiğim şeylerden biri... | Open Subtitles | أحد الأمور التي تعلمتها عندماكنتفي علاجالأزواج.. |
| Geçmişle ilgili en ilginç şeylerden birisi, ayrıntılı olarak görememenizdir -- geçen gün oğlum bana şunu sordu, "Baba, iki yaşımdaki halimi hatırlıyor musun?" | TED | أحد الأمور المثيرة عن الماضي أنكم لا ترون بالتحديد.. سألني ابني قبل أيام: " أبي, هل تستطيع التذكر كيف كنت أبدو عندما كان عمري سنتين؟" |
| Ve bu uyum oranlarına baktığınızda göreceğiniz çarpıcı şeylerden birisi tek yumurta ikizlerinde uyum oranının yüzde 77 olduğudur. | TED | و عندما تنظر إلى نسب التوافق هذه، فإن أحد الأمور المذهلة التي ستراها هو أن في حالة التوائم المتماثلة نسبة التوافق هي 77% |
| Horatio'da çok sevdiğim özelliklerden biri de bu: | Open Subtitles | " هذا أحد الأمور التي أحبها في " هوريشيو |
| Eli'da değer verdiğim özelliklerinden biri de açık fikirli olmasıdır, ...bu da bazen değişiklik yaptığı anlamına gelir. | Open Subtitles | حسناً, كما تعلمين, أحد الأمور, أني أقدر بـ(إيلاي) أنه يبقي عقله مفتوحاً, و الذي يعني أنه قد يغيره أحياناً |