| Sanırım büyükanneniz bu ufaklıkların büyümesine yardımcı olmak için can atıyor. | Open Subtitles | أحزر أنّ جدتكم تريد فحسب البقاء بالجوار لرؤية أولئك الأطفال يكبرون |
| Sanırım az önce annen, ...bu işe senin karışmamanı söyledi. | Open Subtitles | أحزر أنّ أمك قد نهتكِ عندما اتصلت بك الآن بعدم التدخل و زجِّ نفسك في هذا المشكل |
| Sanırım birilerini kaybeden tüm çocuklar konuşabilir. Ne söylemem gerekiyor? | Open Subtitles | أحزر أنّ كلّ الأطفال الذين فقدوا أناسًا بوسعهم ذلك، فماذا عساي أقول؟ |
| Sanırım sana söz verebilirim ama sonuçta senin risk alıp bana güvenmen gerekecek. | Open Subtitles | أحزر أنّ بوسعي أن أعدكِ، لكن بالنهاية سيتحتّم عليكِ قبول الوضع الراهن |
| Kaçtığımı fark etmişsindir Sanırım. | Open Subtitles | أحزر أنّ بإمكانك القول أنّي هربتُ. |
| Sanırım onun beni alt ettiğini söylemek mümkün. | Open Subtitles | أحزر أنّ براءته تخللت إليّ وهزمتني. |
| Sanırım artık "Her zaman" sonsuza kadar sürmeyecek. | Open Subtitles | أحزر أنّ وعد "دائمًا" لم يدُم للأبد في النهاية. |
| Sanırım "Her zaman" artık "Sonsuza dek" sürmeyecek. | Open Subtitles | أحزر أنّ قسم "دائمًا" لن يدوم "أبدًا" في النهاية. |
| Sanırım test yolunda gitmiyor. | Open Subtitles | أحزر أنّ الاختبار لم يمرّ على خير. |
| Sanırım bu geriye Damon seçeneğini bırakıyor, değil mi? | Open Subtitles | إذًا، أحزر أنّ هذا يؤول بنا إلى (دايمُن) |
| Sanırım İstanbul senin için fazla sakin bir yer olurdu. | Open Subtitles | أحزر أنّ (إسطنبول) كانت غير ممتعة بالنسبة لك |