"أحسّن" - Translation from Arabic to Turkish

• iyi

Bu aşamada şöyle düşünebilirsiniz, "Aman Tanrım, daha iyi uyumaya nasıl başlayabilirim?
وعند هذه النقطة، قد تتساءل: "يا إلهي، كيف أستطيع أن أحسّن نومي؟

Ne yapıp yapamayacağımı söylemen... kendimi daha iyi hissetmemi sağlamıyor.
تخبرينني بما أنا يمكنني ولا أستطيع فعله لن أحسّن مزاجي الآن

Oh, biliyorum ama şimdi böyle bir resmim var... ve bu resim koma resmimden daha iyi.
أوه، أعرف ولكن الان اناعندي هذه الصورة وهذه الصورة أحسّن من صورتى فى الغيبوبة

Tıbbi açıdan benim yaptığımdan daha iyi olarak ne yapardınız?
ماذا كنتُما ستفعلانِ طبّيّاً كي أحسّن من عملي؟

Daha iyi şeyler yapacağıma, daha iyi olacağıma söz vermiştim.
وعدتُكَ أنْ أحسّن أفعالي. أنْ أكون أفضل.

Her şeyin daha iyi olmasını istiyorum. Buraya gelip seninle konuşmamın sebebi bu.
أريدُ أن أحسّن الأمور ولهذا أنا أتحدث معك هنا

- Bebeğe bakamazsın dedin, şimdi de daha iyi olmaya çalışıyorum, ama hala beceremediğimi söylüyorsun.
والآن أنا أحاول أن أحسّن ذلك وما زلت تخبرني أنني أُفسد الطفلة

Daha iyi, ama bir süre, tekerleklerden uzak duracağım.
- أفضل بكثير أحسّن أخز حزرى وأمرنها لفترة

Bize katılmalarını kendi seçimlerine bırakmak daha iyi.
أحسّن تركهم يلتحقون بنا بإختيارهم

Daha iyi bir eş bulmayı denedim.
الآن أنا أحاول أن أحسّن من أوضاعي

Ve daha iyi bir eğitimle kendimi geliştirmek istiyorum.
و أريد أن أحسّن نفسي من خلال تعليم أعلى

Ama neden bunu iyi bir şey için kullanmama izin vermiyorsun?
لكن لمَ تأبى أن تدعني أحسّن حالتك؟

Daha iyi hale getirmediğimi nereden biliyorsun?
كيف لك أن تعرف أنني لا أحسّن منهم؟

Küçük bir duraklama yapsam iyi olur.
أحسّن صنعا توقّف صغير.

Daha iyi olmayı deneyeceğim.
سأحاول جاهدًا أن أحسّن سلوكي.

Biliyor musun iyi davranmak için o kadar çok çabaladım ki.
حاولتُ جاهداً أنْ أحسّن سلوكي

- Daha iyi espri yapabilirim. Çocuklar, benim hızlı bir şekilde vücut yapmam gerekiyor.
-يا رفاق، يجب أن أحسّن لياقتي سريعاً .