| Sonra biri geliyor ve karnını yarıp bağırsaklarını ortaya döküyor. | Open Subtitles | و بعد ذلك يأتى شخص ما يقطعه و يمزق أحشاءه |
| Columbus adamın kafasına sıktı, bağırsaklarını deşti ve ateşe verdi. | Open Subtitles | عملة كولمبوس هذه وجدت في فم الضحية كولمبوس أطلق النار على رأس الضحية وعلقه على العمود, أخرج أحشاءه وأشعل فيه النار |
| Dışarı çıkmak için ilerlerken bağırsaklarını tıkayan bir şeyi çıkardım ve evet, şimdi kendini daha iyi hissediyor. | Open Subtitles | حسنا ، كنت في طريقي خلال أحشاءه أنا لا أعرف لا بد انني فتحت له انسداد في الأمعاء نعم ، إنه في مزاج أفضل بكثير الآن |
| Çünkü birisini ezmiş ve adamın midesiyle bağırsakları ağzından dökülüyormuş. | Open Subtitles | لأنه سحق شخص ما حتى ،خرجت أحشاءه وأمعاءه من فمه |
| Sınır kasabasındaki çiftçi köylerinin içini boşaltan soykırımcı bir savaş beyinin işini bitirmek için dört kişilik bir saldırı ekibi yolladık. | Open Subtitles | أرسلنا فريق هجوم يتكون من أربع رجال لإخراج أحد أمراء الحرب الإبادة الجماعية الذي أنتزعت أحشاءه |
| Sonra adam patladı. Bütün iç organlarını falan gördüm. | Open Subtitles | و إستطعت أن أرى أحشاءه و كل شيء |
| Battaniyeyi kaldırdım. Karnından ağır yaralanmış ve organları dışarı çıkmıştı. | Open Subtitles | و ما أن نزعت البطانيه عنه حتى لاحظت أن أحشاءه مصابه بشده وظاهره للعيان |
| ...onun kıçına sokup döndürüp, aşağı çeker onun bağırsaklarını söküp dışarı çıkarmak isterdim. | Open Subtitles | وأضربه بها أديرها هكذا، وأسحبها. أشق بها أحشاءه وأسحبها خارجاً. |
| Peki kim bir somon balığı gibi onun bağırsaklarını deşecek? | Open Subtitles | من سينزع أحشاءه مثل سمكة سلمون صغيرة ذات كروش؟ |
| bağırsaklarını ezerek hemde, ve bir şekilde adam bağırsaklarını toplayarak geri geldi ve halen orada bir yerlerde, muhtemelen çok kızgın bir şekilde bekliyor. | Open Subtitles | وبطريقة ما أعاد الرجل أحشاءه المسحوقة والآن ما يزال في الخارج غاضباً جداً على الأرجح |
| Yataktaki çocuğa süpriz onun kalın bağırsaklarını çıkaracağım. | Open Subtitles | مفاجأة الولد في سريره ونزع أحشاءه |
| bağırsaklarını şuracıkta sökelim. | Open Subtitles | سنخرج أحشاءه هنا نعم, لقد لمسني |
| bağırsaklarını deşti, onu yaktı ve uyarı bıraktı. | Open Subtitles | وأخرج أحشاءه, وحرقه, وترك رسالة |
| Onun bedenine kocaman bir delik açıp bağırsaklarını yollara dökerken herkese izlettireceğim. | Open Subtitles | .. سأقوم بصنع حفرة في جسده و سأجعل الجميع يشاهدون هذا .. بينما أنشر أحشاءه . في كل أنحاء الشارع ... |
| bağırsaklarını deştikten sonra hatırlat da sorayım. | Open Subtitles | ذكّرني بأن أسأله قبلما أقضّ أحشاءه. |
| Bu tasvirde bağırsakları dışarıda. Bağırsakların içinde olduğu farklı tasvirler de görmüştüm. | Open Subtitles | هذا التوضيح بعينه يظهر أحشاءه متدلية لقد رأيت آخرين دون أحشاء بارزة |
| İyi bir asker komutanını bırakmaz yaralı ve kolları koptu diye bağırsakları yerlere saçıldı ve kuşlar gagaladı diye. | Open Subtitles | الجندى المخلص لا يهجر قائده عندما يسقط جريحا وتتمزق أذرعه وتتناثر أحشاءه على الطمى لتأكلها الطيور |
| bağırsakları elinde, birden ortadan yok olan adam gibi mi? | Open Subtitles | مجنونان كجنون وجود رجل يختفي بينما أحشاءه تتدلى منه |
| "O şeyin içini dışarı çıkaracağım." | Open Subtitles | دانيل مبرمج كومبيوتر رويالتون بأنه "سيقوم بفتح وإخراج أحشاءه |
| Öyleyse iki kafasını da kesip içini dışına dökersin. | Open Subtitles | إذاً فعليك ببتر كلا الرأسين... وبقر أحشاءه. |
| Şimdi iç organlarını çıkar. | Open Subtitles | والآن تقدّم وأخرج أحشاءه. |
| İç organları çıkarılmıştı ve derisi yüzülmüştü. | Open Subtitles | لقد تم نزع أحشاءه وسلخت فروة رأسه |